Nilgün Batıyeli/Yazar
Can alan, eve kapatan, kepenk indiren, eğitimi kısıtlayan, kültürel faaliyetleri durma noktasına getiren, yolculukları başlamadan bitiren, insan yapımı mı yoksa doğanın insanlara karşı saldırısı mı olduğu hâlâ tartışılan namıdiğer koronavirüs, hâlihazırda insanoğlunun bir sonraki adımını belirlemeye devam ediyor.
Aynanın karşısında dev olan insanlığa, marifet boyutta değil, işlevde diye anlatmaya mı çalışıyor acaba?
On bin yıllardır, doğaya zulmü yapanla zulmü gören doğa yer mi değiştiriyor?
Sabırlı olmak, tedbirli olmak, bu oyunun iki önemli kuralı ve her ikisi de insanoğlunun pratikte pek de iyi uygulayabildiği şeyler değil. Günü kurtarmak, büyük çoğunluk için ilk sırada yer alıyor. Bu durum ise yarınlar için umut verici değil.
DEMETHER’İN ÇARESİZLİĞİ
Persephone’nin hikâyesini hatırlar mısınız ya da daha önceden duydunuz mu?
Antik Yunan Mitolojisi’ndeki en derin hikâyelerden birinde, namıdiğer Tanrılar Tanrısı Zeus ile bolluk bereket ve tarımla özleştirilen Demether’in kızı, yeraltı tanrısı olan Hades’in âşık olduğu güzeller güzeli Persephone anlatılır.
Zeus’un gizlice önüne çıkardığı muhteşem güzellikteki nergis, Persephone’nin o kadar ilgisini çekmiştir ki arkadaş gurubundan ayrılıp çiçeğin güzelliğinin peşine düşmüştür. Nergisi koklamaya, dokunmaya bir adım kala hiç de beklemediği bir şey olur Persephone’nin.
Büyük bir gürültüyle yer yarılır ve içinden simsiyah atların çektiği bir araba ile Hades yeryüzüne çıkar, Persephone’yi kapar ve çıktığı yarıktan aynı hızda yeraltına geri döner. Toprak kapanır, yarık kaybolur, hiç oluşmamış gibi.
Ona deli gibi âşık olan Hades’in aşkı, Persephone’nin ilgisini çekmemiştir. Tek isteği, yeryüzüne geri dönmektir fakat Hades’in ısrarı o kadar uzun sürmüştür ki Persephone’nin direnci açlıkla kırılmıştır. Hades’in ikramı dört parça nar tanesini yiyen Persephone, bilmediği bir anlaşmaya da imza atmış olur: Yeraltında bir şey yer ve içerseniz artık yeryüzüne geri çıkamazsınız.
Yeraltında olaylar bu şekilde ilerlerken yeryüzünde ise Demether, kızını aramaktadır. Uzun günler, uzun geceler arayışı devam eder fakat kızından hiçbir iz yoktur.
Demether, Zeus’tan umduğu yardım ise kendisine hiçbir zaman gelmeyecektir. Zeus’un olayda parmağı olduğunu bilmemektedir.
Yorgunluğun ve umutsuzluğun sardığı Demether’e, aslında kendisi de bir titan olan namıdiğer Güneş Tanrısı Helios, kızının yeraltına kaçırıldığı bilgisini verir. Demether’de sevinç ve çaresizlik duyguları aynı anda belirir. Ķızının artık nerede olduğunu biliyordur. Źeus’tan kızının geri getirilmesi için istekte bulunur fakat Zeus, bu isteği geri çevirir.
Demether o kadar üzülmüştür ki evi olan Olympos’u terk eder ve ıssız bir bölgede inzivaya çekilir. Kederi o kadar büyüktür ki artık toprağa can vermeyi reddeder. Çiçekler açmaz, ağaçlar yaprak döker, kurur, toprak bereketsizleşir ve ürün vermez hâle gelir. Dünyaya artık bir sonbahar hüznü hâkimdir ve gittikçe acımasız kışa dönüşmüştür. Bu olay, tabii insanoğlunu derinden etkilemiştir. Açlık, kıtlık ve sefalet kısa sürede yayılır ama ucu tanrılara da dokunmuştur. İnsanlar, artık adaķ adayamıyor ve hatta tapınmayı bırakıyordur. Zeus, büyük resmi eninde sonunda görmek zorunda kalmıştır. Hades ile bir anlaşma yapar. Bu anlaşma, herkesin iyiliği içindir ve çok geç olmadan hayata geçirilmelidir. Hades isteksiz de olsa anlaşmayı onaylayacaktır. Anlaşma gereği Persephone, sekiz ay yeryüzünde, dört ay ise yeraltında yaşayacaktır. Persephone’nin uzun bir aradan sonra yeryüzüne ayak basmasıyla beraber Demether i sonsuz bir sevinç kaplar. O sevinç, doğaya bolluk ve bereket olarak yağar. Çiçekler açmaya, ağaçlar yeniden yapraklanmaya başlamıştır ve topraktan ürün fışkırmaktadır. Demether’in bundan sonra sevinci sekiz ay, hüznü ise dört ay sürecektir.
Bu arada Persephone, Hades’in bambaşka yönlerini görmeye başladıkça o da Hades’e bir şeyler hissetmeye başlayacak hatta âşık olacaktır. Yine de yeraltı tanrıçasının doğurduğu hiçbir çocuk, Hades’ten olmayacaktır.
Bu öyküde başkahraman kim sizce?
Herkesin yorumu farklı olacaktır kuşkusuz. Benim için hikâyede fark yaratan karakter Demether’dir. Mitolojide mevsimlerin nasıl oluştuğunu anlatan bu durumlar zincirinde Demether, olmazsa olmazdır.
DOĞAYI TÜKETMEMELİYİZ
Gelelim, günümüze ve yüzleşmekte olduğumuz koronavirüsüne.
Doğanın verdiklerini büyük bir hızla tüketmemiz yetmiyormuş gibi bir de alanına gün geçtikçe daha fazla saldırıyoruz. Savunmaya geçtiği için de hiçbirimiz onu suçlayamayız. Yarınlar yokmuş gibi çöp öğütücüsü kıvamında, gezegenimizi sömürmeye devam edersek, yarınlar yerine bugünü kurtarmaya çalışırsak atlattığımızı sandığımız her felaket, bir sonrakiyle karşımıza kartopu etkisiyle çok daha büyüyerek geri dönecektir. Yeniden bahar geleceği bilinci ve coşkusuyla önlemlerimizi almış olarak, üzerimize düşeni yapıp sekiz ay bahar ve yaza karşılık dört ay sonbahar ve kışı yaşamayı kabul etmeliyiz.
Nasıl Demether umudunu kaybedince toprak verimini kaybetti, yaşam altüst oldu, nasıl ki Hades sinirlenince yerler sarsıldı.
Bundan sonrası için şansımızı zorlamadan doğayla bir anlaşma zemini oluşturmalıyız. Yoksa Poseidon da zıvanadan çıkar, diğerleri de.