Amerika merkezli Nüfus Referans Bürosunun açıklamalarına göre, M.Ö 190.000’den bu yana dünya üzerinde 177 milyar üzerinde doğum yaşanmış. Şimdilerde 8 milyarlık bir dünya nüfusu ile dünya oldukça fazla insanı öğütmüş değirmeninde. Bu kalabalıklar birbirleri ile ne şekilde beraberlikler kurdu bilinmez ama şimdilerde dünyanın neresinde olursa olsun yaşanan bir gerçek, bir olgu var.
Sessizlik…
Evet! Birbirimizi umursamıyoruz artık. Eskiden ırk, din, ülke, parti, takım boyutundaki sahte birliktelikler yerini bir sessizliğe bürüdü. Sokakta yürüken dikkat edin, büyük bir kalabalıkla birlikte ilerliyorsun ama sessizlik var. Hem de ciddi anlamda bir sessizlik.
Maç çıkışlarını andıran cadde kalabalıkları, yerini cenaze merasimlerine bıraktı sanki. Eskiden manavdan meyve alırken soru yağmuruna tuttuğumuz satıcı ile artık neredeyse hiç konuşmadan, alacağımızı tarttırıp, ödeyip, sırtımızı dönüp kaçıyoruz. Kimselere selam vermemek, diyaloğa girmemek için boynu yerde gezen insan grupları yarattık. Bir an önce kendimize ait koğuşlara yani evlerimize ulaşmak için birbirimizi ile yarışıyoruz. Kapılarımıza fazladan kilitler yaptırdık. Evdeki sosyal ilişkiler dahi düşmüş durumda. Yemek yerken bile birbirimizden kaçırdığımız korkak gözler geziyor aramızda. Soluk ve karanlık gözler.
Sistemin Yüklemeleri
Son 10 senedir yeni yeni programlar yüklenip siliniyor beyinlerimizde, deneme programlar, insan üzerinde deneyleri yapılan ve şüphe uyandıran bilimsel çalışmalar…
Yavaş yavaş hızı ve performansı düşürülmek istenen hafıza kartları ve işlemciler. Neden başladığını anlamadığımız, bittiğinden hiç haberdar olmadığımız savaşlar, pandemiler, ekonomik krizler. Nedense hep çöken halk; ekonomileri alt üst olan, sosyal hayatları biten, diğer yandan bitmek bilmeyen kazançları ile devasa sermaye grupları.
Karşı Devrim, Dava!
Bir sabah kalkın, duşunuzu alıp traşınızı olun, ayna karşısında saçlarınızı tarayın, kadınlar en güzel makyajinizi yapın, en kırmızı rujunuzu sürüp, en pahalı parfümlerinizi sıkıp sokağa çıkın. Dostlarinizi arayın, en güzel sahillerde, kırlarda, güle oynaya gezin, konuşun. Ve sizleri huzura, refaha ulastırması için seçtiğiniz ama sizleri derin kuyularda boğmak isteyenlere inat:
“Ben hala yaşıyorum ve senden daha güçlü bir insanım. Senin bana sunamadığını ben senden almasını bilirim.’’ deyip gereğini yapın.
Hadi şimdi daha dik duruşlar için…
