Kibar ÖZKAN


Umudun Adı Börekçi Mahmut Abi

Her şeyin değerinin satın alınabildiği bu zamanlarda, haliyle hiçbir iyiliğin karşılıksız olmayacağını, kendime düstur edinmiştim. Pragmatist bir bakış açısının ötesinde hepimizin yaşadığı faydacı, hazcı bir durum ve de ruh hali.


Her şeyin değerinin satın alınabildiği bu zamanlarda, haliyle hiçbir iyiliğin karşılıksız olmayacağını, kendime düstur edinmiştim. Pragmatist bir bakış açısının ötesinde hepimizin yaşadığı faydacı, hazcı bir durum ve de ruh hali.
Bu aşırı duygu durumu içinde karşılaştığımız her şeyin ederi, gideri ne kadardı, bize ne faydası vardı? Ya da ne faydamız olabilirdi, faydamız olmadığında kimin umurumdaydık ki. Varlığımızın yokluğumuzun anlamı neydi? Toplumsal olarak yaşanılan değersizlik, ön sezisizlik ve de faydacılık...Tüm bu kavramları sorgularken salaş bir mekanın önünde yığılan işçi ve emekçilerin şen şakrak kahkahaları dikkatimi çekti.
Her sabah nedendir bilinmez, ismini istemsizce okuduğum mekanın, Karaköy börekçisinin önünde kalabalığın olduğu yerde durdum. "Mutluluk" çok enteresan bir duygu gerçekten. Sabahın erken saatlerinde, kış ayazının derinden hissedildiği bu mevsimde, hayatını sessiz köle olarak yaşadığın meşhur işine giderken aldığın simit ya da börek için sıra beklerken sana kahkaha attırabiliyor.Bu başka boyut olan çerçeveli düşüncemden sonra iki metrelik alanı ancak kaplayan, ortasında sobanın bulunduğu, biraz ilerisinde 37 ekran televizyondan sabah haberlerinin açık durduğu dükkanın içerisine girdim. Yoğunluk devam ediyordu. Sıra beklemem gerekti. Beklerken içimden hala söyleniyordum, neden girdim şimdi bu dükkana, benim sabahları simit yeme alışkanlığım yok ki.
Bir kere girmiş bulundum ve bekledim usulca sıramı. Şahit olduğum diyalog ezberlerimi bozmuştu. Müşteri, daha sonra umudun adı Mahmut abi diye tanımlayacağım börekçiye sordu. Börek ne kadar? 50 TL dedi. Müşteriyle göz göze geldiler, neyse ben fiyatını merak etmiştim, bir tane simit alayım dedi. Börekçi Mahmut abi simiti kağıt torbaya koydu, içine de birkaç dilim börek koydu. Müşteri şaşırarak, ben börek istemedim ki dedi. Olsun ikramımız dedi, umudun adı Mahmut abi.

Küçüldükçe Büyüyen Değerler

Yahu biz 5 kuruşu eksik olduğu için belediye otobüsüne alınmayan, upuzun yolu yürümek zorunda bırakılan bir nesil değil miyiz? Ne yani hiç bir karşılık almadan Mahmut abi nasıl börek verebilirdi. Hem de birkaç dilim. Bu olamazdı. İlla bir çıkarı olmalıydı Tüm bunları aklından geçiren bendim. Neyse müşteri teşekkür etti ve gitti.
Yine hiç planlarımda yokken iki metre olan börekçiye oturdum ve simiti burada yiyeceğimi ve yanında çay istediğimi söyledim. Mahmut abi müthiş bir gülümsemeyle, tabii ki dedi. Hemen simit ve çay servisi yaptı. Sonra da bir iki dilim börek ikram etti. Ben de börek istemediğimi belirttiğimde, olsun, tadına bakın dedi.
Yok yok düşündüğünüz gibi değil, Mahmut abi böreğini bitirmek ve müşterileri alıştırmak istediği için yapmıyordu bu ikramları. Zaten insan sevgisi ve işine olan saygısı masaya çayı getirirken vücut dilinden anlaşılıyordu. Onun esnaflığında, temiz bir kalp, umut veren bir tebessüm vardı. Küçük hesapların insanı değildi. Bunu ilerleyen zamanlarda daha çok anladım.
Artık daha sık umudun adı olan börekçi Mahmut abinin dükkanına gitmeye başlamıştım. Bir eşref saati vardır bu adamın da yahu! Hep sakin hep güler yüzlü olmaz ya diyordum. Tıklım tıklım müşteri, iki adımlık dükkanda, kerameti, bereketi Mahmut abinin mütevazılığı, insanlığından belli. Her şeyin satın alabileceği tezine kendimi inandırdığım bugünlerde satın alınamayacak, dahası değeri ölçülemeyen şeyleri düşündüm. Mesela ve en önemlisi güvenin değeri ölçülemez. Onu satın alamazsın aksine satın alacağını düşündüğün an kuşkularının esiri olursun.
Hem ayrıca şu da bir gerçek ki, Mahmut abi parası yetmediği için böreği alamayan müşteriye iki dilim börek verdiğinde ne kaybetti? Neyin eksiğini dolduramadı? Mahmut abi o küçücük dükkanını daha da büyütse, şubeleri olsa ve kâr üstüne kâr ekleseydi bugün neredeyse tanımadığı insanların gönüllerinde böylesine yer edebilir miydi?
Altını çizmek istediğim, Mahmut abi börek ikram ettiği için değerli değil. İnsana börekten daha çok değer verdiği ve birlikte yaşadığımız bu atmosferde insana iyi gelen bir yanının var olduğu gerçeği. Hem o daha çok daha da çok kazanma hırsının onu fark etmeden tutsak etmesine izin vermemişti. Bir kızı üniversiteye giden, üç çocuk babasıydı Mahmut abi, ben de çocuk okutuyorum, onların rızkı için daha fazla para kazanmam gerek diyerek, basit insanın sıradan şikayetlerine yem olmamıştı.
 

Varlık ve Yokluk Üzerine Düşünceler

Farkındaydı Mahmut abi, ölümlüydü! Günün birinde yok olacaktı ama, o böreği verdiği müşteriyi var ederek, belki de o gününün güzel geçmesini sağlayarak, onu da var ederek, yok olacaktı. Küçüldükçe büyüdüğümüz, verdikçe çoğaldığımız, hesapsız olduğumuzda kazandığımızın döngüsüyle birlikte, ince bir yol üzeri bu dünya.
Ne, nasıl bilmiyorum ama birçok duygunun metalaştığı bu çağda, muhteşem bir değer duygusunu bana hatırlattığı için ben, umudun adı Mahmut abiye teşekkür ediyorum. İnsanlık adına da var ol be Mahmut abi. Böreklerinle, o minik poğaçalarınla hep var ol. Sırf birinin canı börek istemiştir, hatırı kalmasın empatisi yaptığın için ve evet bence insan olmanın en yüce mertebesi olan karşındaki ne hissetmiştir duygu ve düşüncesini yaşattığın için. Yaşamın kutsal olduğu hem de insanın, insanca yaşamasının asıl değer olduğunu küçücük bir hareketle ama derin bir duygu ile hissettirdiğin için.

Adıyaman

27.04.2024

  • İMSAK 03:59
  • GÜNEŞ 05:29
  • ÖĞLE 12:30
  • İKİNDİ 16:15
  • AKŞAM 19:20
  • YATSI 20:44

St. Pauli Hamburg Derbisi Öncesi Rostock Engelini de Aştı: 1-0

Mehmet Yıldız'ın Danışmanlık Kahvaltısı Büyük İlgi Gördü!

Berlin'de Global Goals için Bir Adım: "17 Klavye, 17 Yer, 17 Hedef" Projesi Devam Ediyor

Yenilenen Meiendorf Bürgerhaus hizmete açıldı.

Polizeieinsatz anlässlich des Fußballspiels FC St. Pauli - F.C. Hansa Rostock

Çağdaş Suseven'in Yeni Klibinde Zeki Müren İzleri!