Anna Maria, 2022 Ukrayna’sının Harkov kentinde yaşıyor. 21 yaşında ve İngilizce öğretmenliği okuyor, doğrusu okuyordu. Bir ay öncesine kadar hiç tanımadığım Anna Maria, şimdi savaşın göbeğinde hayatta kalma mücadelesi veriyor.
Onu ilk gördüğümde ısındım. Gencecikti, umut veriyordu ama gözlerinin ardına biraz derin bakınca hüznünü görebiliyordum. Daha önce Türkiye’ye hiç gelmemiş. İlk gelişinde de 8 yaşındayken kaybettiği babasının mezarını ziyaret etmek istemiş. Bu vesileyle tanıştık Anna Maria’yla. Birbirimizin dilini bilmiyorduk. Vücut diliyle iletişim kurabildik ancak. Sıcakkanlıydı, bize uyum sağlamaya çalışıyordu. Aynı zamanda gözlemliyordu, anlamaya çalışıyordu ve ara sıra dalıyordu gözleri.
Kısacık ziyaretinde, sınav haftası olduğu için açıkçası çok fazla ilgilenemedim Anna’yla. Zaten en büyük çelişkimiz bu değil mi? Güzel bir dünyada yaşamak isteriz ama bize bahşedilen güzel duyguları, insanları es geçeriz, öteleriz. İlerleyen zamanlarda yüz yüze buluşma isteğimi belirttim. Gerçek anlamda uzakları yakın eden sosyal medya platformlarından iletişim adreslerimizi aldık. Bunun üzerine birkaç kere sosyal medyadan yazıştık. Hâl hatır sorduk birbirimize. Türkçe bir iki kelime de öğrenmişti. Güzel bir diyalogdu.
VE SAVAŞ BAŞLADI
Tanışmamız üzerinden henüz bir ay geçmişti ki Rusya, Ukrayna’ya savaş ilan etti. Bu şekilde ciddi bir savaş olabileceğini aklıma bile getirmedim ama yine de hemen Anna’ya mesaj yazdım. Buraya gelmek isterse kapımızın açık olduğunu söyledim. Şu an gelemeyeceğini söyledi. Mesajdaki satır aralarında ülkesi savaş hâlindeyken bırakıp kaçma fikrine sıcak bakmamıştı. İkimiz de durumun ciddiyetinin farkında değildik. Sosyal medyada Ukrayna lehine yayılan romantik söylemlerin rüzgârına kapılmıştık kanımca.
Sonra anbean haberleri takip ettim, “Savaş bitti mi?” diye. Bitmemişti, aksine tırmanıyordu, tarih kitaplarında okuduğumuz savaş hâlini almıştı. Her şey gerçekti. Anna’nın sosyal medya hesaplarına bakıyordum sürekli “Bir şeyler paylaşmış mı?” diye. Eğer paylaşmışsa bunu söylemek çok üzücü ama “Oh be, yaşıyor!” diyordum.
Paylaşım yapması her şeyin normal olduğu izlenimini vermişti ama son paylaşımındaki mesaj hiç de normal olmayan şeyleri gösteriyordu. Son okuduğum mesajında “The only thing Iwant now is life without these sounds.” yani “Şu an tek isteğim bu seslerin olmadığı bir hayat.” yazıyordu siyah ekran ve arkasından gelen bomba sesleri üzerine. Bu, insanlık olarak geldiğimiz son noktaydı. Gerçekten tüyler ürperticiydi. Bir ay öncesine kadar İngilizce öğretmenliği okuyan, öğrencilere ders vermeyi hayal eden, kendi evine çıkmaya çalışan, ayakları üzerinde durmak isteyen 21 yaşında masum, tertemiz güzel bir genç kızın son isteği bu noktaya evirilmişti.
Di’leri, dı’ları çok kullandım bunların bir hayal ürünü olmasını, benim distopyam olmasını dilerdim ama hayatın ta kendisiydi bu yaşanılanlar. Uzaktan olsa da tanık olduğum gerçek bir yaşamdı. Hikâyesine tanık olmadığım onca can, onca hayat yok olup gitti. İnsanlık ise seyirci koltuklarında korku filmi izler gibi donakalmış durumda.