Türkiye komşularıyla olan sorunlarını büyük ölçüde gideriyor. Doğu Akdeniz’de kıta sahanlığı olan İsrail, Mısır ve Suriye gibi ülkelerin de artık söz sahibi olması Türkiye’nin, Kuzey Kıbrıs’ta kıta sahanlığının tanınması konusunda önemli adımlar atmasına olanak sağlayacak.
Diğer bir gelişme, Türkiye ve Ermenistan ilişkilerinin normalleşme süreci içine girmesi.
AB’nin, Türkiye’deki Suriyeli geçici sığınmacıların kendi ülkesine dönmesi konusunda ülkemize ciddi bir kaynak sağlaması lazım. Bu konuda, Türkiye, Avrupa Birliği ile ikili görüşmelere başlamalı. AB ülkelerinin, Suriye’ye dönecek geçici sığınmacıların kendi ülkesinde yaşam koşullarının sağlanması için maddi yardımda bulunması şart.
Ayrıca Türkiye, AB ile en kısa zamanda karma parlamento komisyonu görüşmelerini başlatmalı ve ikili görüşmelerin artırılması için gerekli adımları atmalı. Böylece Türkiye ve AB arasında yakınlaşma hız kazanabilir.
AB’NİN BİR LİDERE İHTİYACI VAR
AB, yakın zamanda üyelik görüşmelerine başladığı Ukrayna ve Gürcistan için son aylarda vize muafiyetini uygulamaya koyarken yıllardır üyelik görüşmelerini sürdürdüğü Türkiye’ye vize uygulamaya devam ediyor. Bunun yanı sıra, Yunanistan’ın sınırımıza yaptığı ‘demir perde’ görünümüne maddi destek veriyor.
Türkiye’nin AB ile özel statü konusunda anlaşması gerekiyor. Şu anda hukuk sistemi ve Türkiye’deki gelişmeler, AB üyeliğimiz için yeterli değil. Avrupa Parlamentosu’nun beklentisi, 2023 haziran ayında yapılacak seçimlere yönelik. Seçimlerin erkene alınma ihtimali var.
Buna göre AB, beş başlıktan, dördünü faaliyete geçirerek İngiltere’nin yarattığı boşluğu doldurabilir. Bunun olması hem Türkiye’nin hem de AB’nin lehine olacaktır. Avrupa Birliği’ne altı balkan ülkesinin girmesi, Ukrayna’nın üyeliğe tam entegre edilmesi AB için yeterli olmayacaktır. Türkiye’nin sınırlarını kendi sınırı olarak kabul edip İran, Irak ve Suriye ile sınırdaş olması AB’nin yararına olacaktır. Avrupa Birliği’nin bunları yapabilecek bir lidere ihtiyacı var. Eskiden Angela Merkel bu konuda somut adımlar atıyordu. Şimdi Olaf Scholz, bu adımları atabilecek bir lider değil. Fransa Başkanı Emmanuel Macron da Türkiye karşıtlığını maalesef sürdürüyor. Önümüzdeki günlerin neler getireceğini hep birlikte göreceğiz.
