Didem GÜLCE


SEÇİME DOĞRU

İlkbaharın habercisi yeni bir aydan merhabalar… Bu ayın sonunda; Türkiye’de yerel seçimler olacak, biliyorsunuz


İlkbaharın habercisi yeni bir aydan merhabalar… Bu ayın sonunda; Türkiye’de yerel seçimler olacak, biliyorsunuz. 1930’da başlayan çok partili yerel seçimlere geçişle birlikte, her 5 yılda bir tekrarlanan seçimlere geri sayım başladı. 

31 Mart 2024 yılında yapılacak olan yerel seçimlerde; il ve ilçe belediye başkanı, köy ve mahalle muhtarları biz vatandaşların oyuyla seçilecek. Aday belirleme sürecini ve görev dağılımlarını geride bırakırken, böylesine zor bir göreve gelmek için adaylar niçin birbirlerini eziyor ve yarış halindeler anlayabilmiş değilim? Adaylar; seçim vaatleri, karalama kampanyaları, seçim afişleri, reklam kampanyaları ve daha fazlasının yer aldığı seçim çalışmalarına çoktan başladı bile. Benim merak ettiğim ise; yürütülen bu faaliyetlerde belediye başkan adayları ceplerinden para harcıyorlar mı? Harcıyorlarsa da kazanmamaları durumunda, bu para boşluğa mı gidiyor? Hani içlerinden biri de çıkıp, “Ben seçim kampanyalarına para harcamak yerine; çocuklar için spor salonu, yüzme havuzu, şu bozuk yolu, bir hayvan barınağı ya da bir kütüphane yaptırdım” dese çok da güzel olmaz mı? Hem harcanan paralar boşa gitmemiş olur, hem de kazanamamış olsa bile, yaptığı eserle gönüllerde yer edinir. Görünme, yaranma, koltuk kapma yarışı bu toplumu çürütüyor içten içe. Bize sürekli görünerek, ziyaret ederek, katılım sağlayarak varlık gösteren değil; fazla görünmeden iyi işler yapan yöneticiler lazım. Friedrich Nietzsche der ki: “Vicdanlı ve dürüst olmak, hesaplı olmaktan iyidir. Hesap insanı makam sahibi yapar; vicdan ise, insanı insan yapar.” Birilerinin koltuk sevdası uğruna kullandıkları söylem ve propagandalarla; toplumu ayrıştıran, cepheleştiren, kendi gibi düşünmeyenleri düşman gösteren nefret ve şiddet dilinin toplumda oluşturduğu gerilimi hiçe sayanlara çok kızıyorum. Kendisinin ve dünyanın bilincinde olmayan, yaşadığı toplumun durumunu görmeyen, sorgulamayan, üzerine düşünmeyen, herhangi bir rahatsızlık duymayan kişilerin gerçekten önderlik, başkanlık veya üst düzey yöneticilik yapabileceğine inanmıyorum. 

Ne yazık ki çoğunluk dünyayı kötü fikirleri ve eylemleriyle, plastik, nükleer, siyasal olarak da kirletirken. Küçücük bir azınlık ise; büyük bir umutla ortalığı temizlemeye çalışıyor. “Yüksek sesle konuşanlar, ince ve hassas konuları düşünemezler. Sürekli bağırıp çağıranlar, sessiz insanları anlayamazlar.” Der Nietzsche. Bence de bağıra çağıra yapılan tüm gösteriler, olmamışlığı, eksikliği ve yanlışları da beraberinde getirir. “Eğer bir Kral, ‘Ben Kralım’ diye bağırmak zorunda kalıyorsa gerçek bir Kral değildir.” Sözü bu kavramı çok güzel özetler. Yani olmamışlık gürültülüdür ve olmuşluk sakin ve kendinden emindir. Birde Muhtarlık seçimleri var. Muhtarlıkların işlevi ve görevi E-devlet sisteminin gelmesiyle bitti. Artık her türlü işlemi E-devlet üzerinden yapabiliyoruz. Eskiden olduğu gibi artık kimse muhtarlıklara gidip ikamet bile almıyor. Açıkçası bağlı bulunduğum muhtarlığın yerini bile bilmiyorum ben. Sağlık ocağımızı bile E-devlet üzerinden değiştirebiliyoruz günümüzde. Yani her işlemi yapmak mümkün, çok kolay ve vakit de almıyor. Bu durumda hala seçilmeleri ve aylık ödeme almaları doğrumu? Türkiye’de yaklaşık 50 bin civarında muhtar var ve bu kişilerin tek işi, sabahtan akşama kadar muhtarlıkta boş boş beklemek. Devlete yıllık gider yükleri, 10 milyar TL’yi geçiyor. Düşünseniz de bu parayla neler yapılabilir; her sene yüzlerce hastane, okul, mesleki eğitim kursları ve daha toplum yararına birçok şey yapılabilir. “Yalnız atları, denizi sevmek marifet değil. Kurdu kuşu, yerdeki karıncayı, petekteki arıyı… dünya da ne var, ne yoksa; taşı toprağı, esen yeli, kayan yıldızları, her şeyi iliklerine, taa yüreğinin köküne kadar seveceksin. Dünyayı okşamaya doyamayacaksın.” Yaşar Kemal
 

Hakkı Cemal Doğu
3.03.2024 11:57:26
Seçime iki ay kala, yolları asfaltlayan, şatafatlı sokak lambaları diken, parklar açan, yandaşlarına yemekler veren, dokuz otobüsle Çanakkale’ye götüren, şehitler üzerinden oy devşirmeye çalışan, halkın en doğal haklarını onlara bir lütuf gibi sunan, edebiyat ve kültür alanında harcadığı bir kuruşu kıskanan başkan adayları midemi bulandırıyor.

Adıyaman

09.05.2024

  • İMSAK 03:40
  • GÜNEŞ 05:15
  • ÖĞLE 12:28
  • İKİNDİ 16:17
  • AKŞAM 19:31
  • YATSI 21:00

Ünlü Sanatçı Uriel Salnaitis Trafik Kazası Geçirdi - Hayranları Dualarla Bekliyor

Kinder legen wiederholt Steine auf die Gleise - Bundespolizei ermittelt

"Aile Hekimliği Günü’nde Hastalara Aile Hekimliği Programına Katılma Çağrısı"

"Hamburg, Kadın Uzman Yetenekler İçin MINT Projesini Başlatıyor"

"Hamburg'da Kenevir Kullanımı İçin Yüksek Para Cezaları"

"Hakan Berk: Türkiye'nin Sanatçısı ve Siyasi Arenada Ses Getiren Şarkısıyla Gönülleri Fethediyor!"