Ülkemiz siyasetinin sıcak saatlerinde en sıcak bölge, CHP bölgesinde hava koşulları yakıcı sıcaklığını koruyor.
Güneşin yüksekliğine rağmen kamuoyunda hiç de yabana atılamayacak bir ivme yakalayan CHP, iktidarın karşı saldırısından çok, kendi içindeki Brütüslerle uğraşmakta. Özellikle de intikam kılıcını elinde tutan, aslında CHP’li bile olmayan, Dersimli olmakla övünen ama sadece doğum yeri orası olan; Alevi, Kürt, Kemal Kılıçdaroğlu...
İktidar yanlılarının da iştahla beklediği fırsatı yakalamış olmalarının keyfiyle, indireceği darbenin günleri yakın gibi...
Hanefi, Türk ve sadece oy verme hakkını özgürce kullanmayı kendine hak gören demokrat, dindar kayınvalidemin vaktiyle benim için söylediği şu cümle geldi aklıma:
“Hem Kürt, hem Dersimli, hem solcu, hem de Alevi...”
Ve ardından eşime söylediği:
“Ama bu iyi bir insan.”
Eşim şaşırınca, “Sana iyi davransın diye öyle diyorum.”
Bu doğallık, bugün CHP ve Kemal Bey çevresinde dönen kişi ve söylemleri ne kadar da andırıyor. Kemal Bey’in ne kadar iyi bir aile babası, iyi bir insan olduğu önemli olabilir. Ancak solcu olmayan birinin ne kadar demokrat geçinse de, 12 Eylül sürecindeki bürokratik görevleri unutulmaz. Aynı şekilde, Ümit Özdağ gibi Kürt düşmanlarını siyaset sahnesinde mağdur göstermeye çalışması da...
Bugün elindeki kılıcı, CHP geleneğine bile sahip olmadığı halde, belediye seçimleri vesilesiyle girdiği partinin yakaladığı ivmeye indirmeye hazırlanıyor.
Aslında yazmak istediğim konuya bu şekilde girmiş oldum.
Ukrayna’nın Pearl Harbor benzeri pazar gecesi yaptığı “Örümcek Ağı” saldırısı ise Kılıçdaroğlu’nun kılıcından daha tehlikeli bir gelişme olarak dünya gündemine oturdu.
Kılıçdaroğlu'nun planları yalnızca CHP'yi sarsarken, Ukrayna'nın saldırısı dünya siyasetini daha da ısıtacak nitelikte...
Saldırının planlama ve uygulama başarısı takdir edilecek düzeyde. Ancak İstanbul’da yapılması planlanan barış görüşmelerinde ortak bir karar çıkmazsa, Rusya'nın Ukrayna ve müttefiklerine vereceği olası cevabın yakıcılığını düşünmek bile istemiyorum.
Ukrayna’nın, ıssız ve çok uzak bölgelerdeki Rus üslerine yönelik saldırılarının, Moskova açısından mazeret üretilebilecek bir tarafı kalmadı. Kursk bölgesi gibi stratejik öneme sahip alanlardaki zaafiyetin nasıl telafi edileceğini kestirmek zor.
Norveç ve Moğolistan sınırlarındaki, Sibirya’daki üslere yapılan saldırılar, Rusya gibi bir ülke için ciddi bir askeri güvenlik zaafiyeti anlamına geliyor.
Irkutsk bölgesindeki Belaya, Murmansk bölgesindeki Dyagilevo ve Luvanova bölgelerindeki üslere yönelik saldırılarda 34 adet Tu-95 ve Tu-22M3 nükleer bombardıman uçakları ile A-50 erken uyarı uçaklarının vurulmuş olması, sadece askeri değil, siyasi olarak da büyük sonuçlar doğurabilir.
İstanbul görüşmelerinde çıkacak kararlarla bu durum buzluğa mı kaldırılır, yoksa Oreşnik füzelerinin ateşiyle daha da mı büyür, yakında göreceğiz.
Kiev Belediye Başkanı, Alman ekmeğiyle beslenmiş, beyninden çok adalesi gelişmiş olan Vitali Klitschko -yani “Vitali Kılıçoğlu”- ile Zelenski arasındaki gerilim, bu süreçte ne gibi sürprizler getirecek, bilinmez.
İstanbul’un dünya barışına ev sahipliği yapmasını dilemekten başka çaremiz yok, tüm bu karamsar tabloya rağmen...
CHP mi?
Bilmiyorum.
Bir kez ihanet eden, yine edermiş...
"Örümcek Ağı"nın arkasını göremiyorum.
Orası Özel.
