Emel YILMAZ


ÖLÜM

Var ile yok arasında, herhangi birine erişemeden tükenip giden ömürler var. Hem hayatın anlamını sorgulamadan salt tecrübelerle yıllarını katleden, hem de rüzgârlı bir günde ağaç yapraklarının neden sallandığını düşünmeden ve dalıp gitmeden yiten ömürler var


   Var ile yok arasında, herhangi birine erişemeden tükenip giden ömürler var. Hem hayatın anlamını sorgulamadan salt tecrübelerle yıllarını katleden, hem de rüzgârlı bir günde ağaç yapraklarının neden sallandığını düşünmeden ve dalıp gitmeden yiten ömürler var. Ayaküstü uğrayıp da marketten bir ekmek alıp çıkan bir insan gibi, bu dünyadan gelip geçenler var.

Kutsal bir hedef uğruna savaşmadan, ömrünü bir düşünceye adamadan heba olan ömürler var. Sevgiyi bir çocuğun başını okşamak olduğunu sanan; çocuktaki tebessümün sıcaklığını hissetmeden yitirilen içi boş bedenler var. Yıkılan bir hayalin, tükenen bir umudun tadını alamadan; umutsuz ve hayalsiz heba edilen onlarca yıl var. Ne çok imreniyorum bu ömürlere... 

Ölüm güzelliğini yaşarken tadamayan bu ömürlere ne çok imreniyorum. Bir bedeni ruhuyla sarmamış ruhuna toprak atmamış Arasat’a kadar da Dilhun kalmayacak bu ömürlere ne çok imreniyorum...

EY HAYAT, SENİ BU KADAR KIYMETLİ TUTUŞUM ÖLÜM SAYESİNDEDİR.

Ölüm demek; hayattan vazgeçmek mi, noksanlığı ile hayatın değerini anlamak mı? Hayatın anlam kazanması mı, yoksa anlamını yitirerek tek kutsallığa ermesi mi? Kelimeler mi anlatacak ölümü, yoksa kelimelerin anlamsızlığı mı? Ölüm mü ayakta duran bedenleri hiç edecek, yoksa o bedenlerin hiçliğinde yaratılan anlamsızlıklar mı? Sahi nedir ölüm? On üçüncü ayı beklemek gibi bir umuda sarılmak mı? Bir aşığın, aşkına “sevdiğin kalbine hükümdar olsun “demek mi? Veya kimi zaman verilen ödünlere rağmen alınan anlamsız tepkiye “canın sağ olsun “demek mi?

Ölüm, bir paradoksun ortasında verilen hükümdür kimine göre, kimine göre de herkes mutlaka ölüm güzelliğini yaşarken tatmalıdır. Mutlak ölümde ancak tadını aldıktan sonra ne anlamı kalır ki ölümün, yumuşak bir kalbin ve vicdanın, merhametin ve adaletin, umudun ve düşlerin aşkıdır ölüm. Ve bu aşk, yaşamı anlamlı kılan yegâne bir olgudur. Olağanüstü durumlar, olağanüstü düşünceleri gerektirebilir kimi zaman…

Hürmet ve minnetle

Adıyaman

08.05.2024

  • İMSAK 03:42
  • GÜNEŞ 05:16
  • ÖĞLE 12:28
  • İKİNDİ 16:17
  • AKŞAM 19:30
  • YATSI 20:59

"Hakan Berk: Türkiye'nin Sanatçısı ve Siyasi Arenada Ses Getiren Şarkısıyla Gönülleri Fethediyor!"

"Mucize Çocuk Yelda Başaran: Sağlık Mücadelesinden İlham Dolu Bir Yaşama"

Hamburg'da Mahkeme: 2020/21 Yıllarındaki Maaşlar Anayasaya Aykırı

Ekin Akkaş'ın Diyarbakır'da Şarkı Lansmanı: Memleket Sevdasıyla Ongözlü Köprüde Coşkuyla Karşılandı

"Afra Eimsbüttel" Türk Restoranı Açıldı!

DİTİB Erding Mevlana Camii Cafer Kırcı’yla Güven Tazeledi