Emel Demir

Tarih: 14.02.2023 21:49

ÖLÜM

Facebook Twitter Linked-in

Acıyla birleşmeseydi yüreklerimiz keşke! Anlamamız gereken çok şey var bu yaşadığımız felakette. Duygu karmaşasında aklım “Bir kurgu bu yaşanılanlar, gerçek olamaz.” dedi.  

Sonra gerçek acıyla yüzüme öyle bir tokat attı ki. Nefesimden suçlu buldum kendimi, yediğim lokma boğazıma takıldı, uykuyu hak bulmadım bedenime. Ağlamak sadece gözle yapılan bir eylem değilmiş, yüreğim ağlarken anladım. Yüreğim sessizce ağlarken gözlerimden akan gözyaşlarım eşlik etti ona.

Bildiğimiz ama yapamadıklarımız var bu hayatta.

Sevginin bedava olması gibi.

Yaratılanı yaratandan ötürü sevmemiz gibi.

Bir saniye sonrasının hiçbir şeye garanti vermediği gibi.

Tek bildiğimiz gerçek, ölüm.

Yok saydığımız, görmezden geldiğimiz de ölüm.

Yokmuş gibi sanki bize sunulan her şey olağan ve sonsuzmuş, her şey elimizdeymiş ve sonsuza kadar bizim olacakmış gibi yaşıyoruz hayatımızı. Para, sağlık, mal, mülk, eş, dost, aile…

Peki, sonra?

ÇOK GEÇ DEMEK İÇİN BİLE ÇOK GEÇ

Bir an geliyor her şeyimiz gidebiliyor. O an anlıyoruz bize verilenlerin bir lütuf olduğunu. Ahlar, vahlar, veryansınlar başlıyor ama işte o zaman çok geç demek için bile çok geç oluyor.

Ülkemizde yaşadığımız bu büyük felaket belki varoluşumuzun anlamı olan insanlığımızı anımsatır yeniden bize. Hâlâ var olan sevgi tohumlarımızı ekeriz birbirimizin yüreklerine.

“Başımız sağ olsun.”

“Geçmiş olsun.”

Dilimizin ezbere dayalı söylediği bu iki cümle. Başımız sağ olsa da sağlıklı olması zaman isteyecek, geçmiş olsa da izleri kolay kolay geçmeyecek.

Zaman yaralarımızı saracak ve uzaklarda tanımadıklarımıza gönül bağımızın acısını dualarımızla dindireceğiz.

 
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —