Almanya’da büyüyen ve artık dördüncü nesle ulaşan gençler için kültürel bağların korunması, sadece geçmişi hatırlamak değil; kimliğini anlamak ve özgüvenle geleceğe yürümek demektir. Bu bağlamda, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel taşlarını oluşturan milli bayramlarımız — 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı — yalnızca birer tarihsel anı değil; aidiyetin, değerlerin ve toplumsal bilincin nesiller arası aktarımının temelidir.
23 Nisan: Çocuklara Emanet Edilen Egemenlik
Hamburg’da büyük bir organizasyonla kutladığımız 23 Nisan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin açıldığı ve halkın kendi kaderini tayin etmeye başladığı gündür. Mustafa Kemal Atatürk bu tarihi çocuklara armağan ederek, geleceğin onların ellerinde şekilleneceğini vurgulamıştır. Almanya’da doğup büyüyen Türk çocukları için bu bayram sadece bir kutlama değil; onlara duyulan güvenin ve taşıdıkları potansiyelin sembolüdür. Farklı kültürler arasında kimliğini koruyarak büyümek isteyen bir çocuk için 23 Nisan, esin verici bir örnektir: “Sen değerlisin, bu ülke seninle var olacak.”
19 Mayıs: Umudun ve Direnişin Başlangıcı
19 Mayıs 1919, Atatürk’ün Samsun’a çıkarak Kurtuluş Mücadelesi’ni başlattığı gündür. Bu tarih, umutsuzluk içinde yeniden ayağa kalkmanın ve gençliğe duyulan sonsuz inancın simgesidir. Almanya’daki Türk gençleri bu bayram sayesinde sadece tarihsel bir olayla değil; aynı zamanda Atatürk’ün “Bütün ümidim gençliktedir” sözüyle de bağ kurar. Kimliğini yaşamakta zorlanan, dışlanmış hisseden veya iki kimlik arasında sıkışan bir genç için bu bayram, direnişin ve özgüvenin kapılarını aralayabilir.
29 Ekim: Cumhuriyetin Işığında Yol Almak
29 Ekim 1923’te ilan edilen Cumhuriyet, halk iradesine dayalı, eşit yurttaşlık temelinde kurulan bir yönetim biçimidir. Bu bayram, özgürlük, eşitlik ve laiklik ilkelerinin halkla buluştuğu gündür. Almanya’daki Türk gençleri için 29 Ekim; anayasal hakların, ifade özgürlüğünün ve demokratik değerlerin kıymetini kavramak için eşsiz bir fırsattır. İki farklı sistem içinde büyüyen genç nesil, bu değerlerin ortak paydasında buluşarak her iki dünyaya da katkı sağlayabilecek donanıma sahip olur.
Neden Kutlamalıyız?
Almanya’da büyüyen dördüncü nesil, Türkiye ile olan bağı çoğu zaman büyüklerinden dinlediği hikâyeler ve sınırlı deneyimlerle kurar. Bu bağın kopmaması için milli bayramlar birer köprü görevi görür. Bu özel günler aracılığıyla tarih, değerler, mücadele ruhu ve toplumsal sorumluluk genç kuşaklara aktarılır. Kutlamalar sadece nostaljik etkinlikler değil; kimlik inşasının, dayanışmanın ve kültürel direncin somut örnekleridir. Milli bayramları sahiplenmek, sadece geçmişi onurlandırmak değil; aynı zamanda bulunduğumuz topluma da bir mesaj vermektir: Biz geçmişimizle barışık, iki veya çok dilli, çok kültürlü bireyleriz. Bu bilinci taşıyan bir gençlik, hem Türkiye ile olan gönül bağını koparmadan yaşar hem de Almanya toplumuna çok kültürlü zenginliğiyle katkı sunar.
Haydi Gençler!
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda görüşmek üzere...