Yasemin Murat Arslan


HERKES FITRATINA UYGUN DAVRANIR

“Hayatta karşımıza çıkan iyiler de kötüler de kendi fıtratlarını yaşar; bizse seçimlerimizle kendi yolumuzu belirleriz.”


Bir gün bir derviş, suya düşen akrebe yardım etmek ister. Elini uzatınca akrep sokar. Sonra derviş tekrar elini uzatır, yardım etmek ister; akrep yine sokar. Etrafta bunu gören insanlar, “İyilik yapmak istediğin halde sana zarar verene niye hâlâ yardım ediyorsun?” derler. Dervişin cevabı manidardır: “Akrep, fıtratında sokmak var; benimse yaratılanı sevmek ve merhamet etmek. O fıtratına göre davranıyor diye ben fıtratımı neden değiştireyim ki?”

Yine bir gün Amerika’da sokakta insanların ne kadar yardımsever olduklarını test eden bir video görmüştüm. Bir adam gidiyor ve evsizlerden birine pizza veriyor. Daha sonra o pizzayı veren adamın arkadaşı, evsiz adamın yanına gidiyor ve oturuyor. “Afiyet olsun” diyerek bir diyalog kuruyor adamla. Sonra da pizzanın çok güzel göründüğünü ve nereden aldığını soruyor. O da bir yardımseverin kendisine hediye olarak verdiğini söylüyor. Bu sefer adam, “Çok açım, acaba aynı pizzadan ben de almak istesem nereden alabilirim?” diye soruyor. Evsiz adamın cevabı: “Gel beraber yiyelim, sana yarısını vereyim; diğer yarısı bana yeter.”
(Sohbetin ilerlemesiyle her ikisi de birbirilerinin Türk olduklarını öğreniyorlardı. Bu da ayrıca güzellik katmıştı bu yapılan deneye.)

İşte biz insanlar da aynı bu hikâyelerdeki gibi farklı farklı fıtratlara sahibiz.
Kimileri içten pazarlıklı, acımasız, kindar, intikamcı. Karşılaştığı, gücünün yeteceğini düşündüğü her canlıyı ezmek, öldürmek, yok etmek ister.
Kimileri de hâlden anlar, iyimser, yardımsever, paylaşımcıdır. Kendisi nasıl yaşıyorsa, yaşamak istiyorsa, karşılaştığı her canlının da aynı şekilde yaşama hakkı olduğunu bilir ve ona göre davranır, saygı duyar.

Bu akrepvari kişilerle hepimiz bir şekilde bir yerlerde illaki karşılaşırız. Kimimiz sokakta, alışverişte; kimimiz halka hizmet adı altında kurulan derneklerde; kimimiz sabahtan akşama kadar birlikte çalıştığımız iş yerlerimizdeki masalarımızda; kimimiz ise bazen daha da yakınımızda, aile içerisinde görebiliriz bu tür insanları. Bazen de yaşadığımız ülkenin politikasında görürüz; dünyadaki diğer ülkelere, diğer inançlara, kültürlere nasıl davrandıklarını. Bazen de kendi ülkesinin insanlarına, bizlere nasıl da acımasız davrandıklarına şahit oluruz.

Bazı ülkelerin politikaları vuran, kıran, öldüren, gasp eden, çalan, çırpan, yok eden bir fıtrata sahipken; bazı ülkeler kendi halinde, elindekine razı olur, onunla yetinmeye çalışan bir yaklaşıma sahip. Gözü doymayanlar, karnı aç olanların elindekine bile göz diktikleri için kan dökerken; karnı aç olanlar, gerekirse elindeki ekmeğini başka bir aç canlıyla paylaşabilecek kadar temiz, iyi bir fıtrata sahip.

Tıpkı şu an Gazze’de yaşananlar gibi. Filistinlilerin, dünyanın en zengin ülkelerinde barınamayan; itilen, kakılan, kovulan, dövülen, öldürülen, sürgüne gönderilen bir millete kapılarını açmış, evlerine misafir etmiş, ellerindekini onlarla paylaşmaya çalışmış bir toplum olarak bugün misafirlerinin taciz, tecavüz ve her türlü saldırılarına maruz kalmış durumda olmaları gibi.

Yani ne imiş? Herkes kendine yakışanı yaparmış. Kendine çirkinliği yakıştıranlara biz güzelliği yakıştırsak ne değişir?
Yollarımız her daim güzel insanlarla karşılaştırsın bizleri.

Adıyaman

01.12.2025

  • İMSAK 05:50
  • GÜNEŞ 07:16
  • ÖĞLE 12:21
  • İKİNDİ 14:54
  • AKŞAM 17:15
  • YATSI 18:36

Volkspark’ta Nefes Kesen Zafer: HSV Uzatmalarda 2:1 ile Güldü

Münih’te Son Nefes: St. Pauli’den Büyük Savaş Ama Puan Çıkmadı

Hamburg’da 14 Yaşındaki Elanur Kırkgöz : Diyabet Hastası Genç Kızdan Saatlerdir Haber Alınamıyor

Hamburg’da 25 Kasım Buluşması: Gazetehamburg Yazarlarından Şiddete Karşı Güçlü Mesaj

Deichmann’a Ayakkabı Kutusu Şoku: Mahkeme Geri Dönüşüm Ücretini Zorunlu Kıldı

Emre Çukur Kritik Maça Çıkıyor