Mustafa Remzi Özbadem


HEPİNİZDEN ÖZÜR DİLİYORUM ÇOCUKLAR!..

Apolitik olabilmek adına çok direniyorum ama bunun da çözüme bir katkısı olduğuna inanmıyorum. Politik diğer partici oluşumlara olan tepkim ile beni de rahatsız eden diğer bir "kişisel bir politik çizgiyi" oluşturduğumu fark ediyorum. Yani bir yerde onlar gibi bir nevi politik olmuş oluyorum.


Apolitik olabilmek adına çok direniyorum ama bunun da çözüme bir katkısı olduğuna inanmıyorum. Politik diğer partici oluşumlara olan tepkim ile beni de rahatsız eden diğer bir "kişisel bir politik çizgiyi" oluşturduğumu fark ediyorum. Yani bir yerde onlar gibi bir nevi politik olmuş oluyorum.

Yaşasın kişilerin özgür ve bağımsız politikaları!

Sloganı da bulduk. Başımıza bir iş gelmez umarım deyip şu ıssız ve karanlık ormanda yürümeye başlayalım. Güçlü olanın, güçsüz olanları yönetme adına yazdıkları kanunları uygulama şeklidir aslında politika. Sözde gelecek çizme, falcılıktır da biraz aslında. Genelde tutmaz, üç vakte kadar gelecek olan birçok kısmet; sabah posta kutusuna fatura olarak gelir. Her zaman ödenmesi zorunlu faturalar kadar basit sonuçlara gebe değildir acımasız politikacıların hain politikaları. Aslında Amerika'da evinde kahvesini yudumlayıp aldığı maaş ile ödeyeceği faturaları hesaplayan Michael ile Rusya da evinde ailesi ile oturup kahvesini içerken aldığı maaş ile faturalarını nasıl ödeyeceğini düşünen Sergei aynı çizgide iki insandır. Ya da Çin de, Papua Yeni Gine'de. Ülkelerinin savaşlarını ya da baskı politikalarına karar veren merciler değildirler vatandaşlar. Kimse de sormaz onlara zaten. Aslında karşısında durur insanların geneli savaşın. Çünkü savaş yokluk, huzursuzluk, ölüm, bitiş demektir. Bilirler. Sorumluları ellerinde savaş davulları, tabanı provoke etmeye çalışan politikacı ve bu zehri allayarak, pullayarak ileten, yayınlayan birçok mimlenmiş medya unsurlarıdır. Destekçi ve zorlayıcı diğer devlet politikacıları ile dallanıp, budaklanır. Çocukluğunun ilk yıllarında devamlı hastalanan, hastane köşelerinde bizi üzen kızımı düşüyorum da. Çok zor bir dönemdi bizim için. Tırnağına taş değse ciğerimizin söküldüğünü hissettiğimiz çocuklarımız. 24 saat açık hastaneler, ambulanslar ile streslerimizin bitirildiği bir yaşam tarzı. Ne kadar şanslıyız.

Ve başka bir yerlerde;

"Şeytanı gördüm o gece penceremden" demiştin çocuk.

Dünyanın neresinde olduğun önemsiz, ama içinde olmaman gereken o cehennemde olmanın acı olduğu bir zaman dilimindesin. Uykusunun en güzel anında bombaların gürültüsü ile korku içinde uyanan 7 yaşındaki kız çocuğu. Ki o gece yanında yatan küçük kardeşinin o geceden sonra nerede olduğunu hala bilmeyen ve onu çok özleyen, ağlayan bir çocuk. Öncesinde babası ve büyük abisini de kaybetmiş böyle sesli gecelerin birinde. Bombaların gürültüsü ve depremi ile uyanınca pencereden bakıyor kısa bir an. Patlayan bombanın kara bulutu içerisinde patlayan bir başka bomba ona gözleri parlayan kara bir canavar gibi büyüyor gözlerinde. Şeytanı gördüğünü zannediyor o an. Sonrası karanlık... Uyandığında bir başka mahşerde buluyor kendini. Acı ile bağıran insanlar. Ve onları susturmaya çalışan başka başka eli kanlı insanlar. Kırmızı rengi çok seviyor ve her yer kırmızı.. İnsanların elleri, ayakları, elbiseleri. Ama neden bağırıyorlar ya da uyuyorlar (!) bir anlam veremiyor.

Her şey ortada aslında ama...

Anlayamıyor olanı, biteni. Vücudundaki kırmızının kardeşinden olduğunu bilmeden uzanmış mahşerini izliyor.

O ve onun gibi yüzlercesi, binlercesi.

Politikalarınız batsın be sizi savaşı körükleyen politikacılar!
Ve onlara hala bile bile oy verenler!

Hesaplarınız batsın o çocukları vuran mermileri üreten silah tüccarları. Silah Depolarınızda patlayın, yok olun sonsuza dek.

Ben ben çocuğumu tırnağına değecek taştan sakınır , pamuklara sarıp sarmalar iken oralarda bir yerlerde korku içende ölen çocuklara yardım edemediğim için bir yetişkin olarak utanıyorum.

Onlara güzel bir gelecek bırakmamız gerekir iken o canavarlardan olmadığım halde kan çukurlarını kazan o yetişkinlerden olduğum için tüm çocuklardan özür diliyorum.

"dünyanın bir yerinde çocuklar mutsuz, ağlıyor ise; sizin de çocuğunuz güvende değildir"

Saygılarımla…

Nese
4.12.2023 15:23:26
Yazılarında çok güzel ince ince anlatıyorsun güncel konuları Bakış açını beğeniyorum ve başarılar diliyorum Yazılarını sabirsizlikla beğenerek okuyorum Devam

Adıyaman

08.05.2024

  • İMSAK 03:42
  • GÜNEŞ 05:16
  • ÖĞLE 12:28
  • İKİNDİ 16:17
  • AKŞAM 19:30
  • YATSI 20:59

"Hakan Berk: Türkiye'nin Sanatçısı ve Siyasi Arenada Ses Getiren Şarkısıyla Gönülleri Fethediyor!"

"Mucize Çocuk Yelda Başaran: Sağlık Mücadelesinden İlham Dolu Bir Yaşama"

Hamburg'da Mahkeme: 2020/21 Yıllarındaki Maaşlar Anayasaya Aykırı

Ekin Akkaş'ın Diyarbakır'da Şarkı Lansmanı: Memleket Sevdasıyla Ongözlü Köprüde Coşkuyla Karşılandı

"Afra Eimsbüttel" Türk Restoranı Açıldı!

DİTİB Erding Mevlana Camii Cafer Kırcı’yla Güven Tazeledi