Yasemin Murat Arslan


HABERDEN HABER ALMAK

HABERDEN HABER ALMAK


Hepimizin gün içinde özellikle de akşamları, işten eve gelip ailemizin ve kendimizin özel ihtiyaçlarımızı karşıladıktan sonra ilk yaptığımız şey sanırım, bulunduğumuz ülkede ve dünyada neler olup bittiği konusunda bilgi edinmek amaçlı çeşitli medya organlarını, en çok da televizyonu kullanarak haber almak oluyor.
 
Peki, televizyonlarda haber kanallarını açtığımız zaman gerçekten istediğimiz haberlere tarafsız ve sağlıklı bir şekilde ulaşabiliyor muyuz? 
 
Ben Almanya’da yaşayan bir Türk olarak elbette iki ülke televizyonlarını da takip etme ihtiyacı duyuyorum. Böyle bir imkâna sahip olduğum için de kendimi, olayları farklı şekilde yansıtan yayın kültürlerine ulaşabilen şanslı kişilerden biri olarak düşünüyorum. 
 
Bazı konularda her kültürde, her medya grubunda insanları yanıltabilen habere denk gelebiliyoruz. Taraflı haber yapan yayın organları her ülkede mevcut, bunu sanırım, hepimiz biliyoruz. 
 
Türkiye’deki haber kanallarının ortak bir tarafı uzun zamandır benim dikkatimi çekiyor ve bana gerçek anlamda rahatsız edici geliyor. Bu konuda fikir alışverişi yaptığım gerek aile fertlerim, gerekse arkadaş çevremin de olayı benden farklı görmediğine ve bunu da “Boş ver Türk haberlerini! En iyisi hiç açmayacaksın.” şeklindeki tepkili sözleriyle dile getirmesine şahit olunca bu konuyu yazmam gerektiğine karar verdim. 
 
HABER DEĞİL, ENERJİ HIRSIZLIĞI
 
Haber, haber değil, enerji hırsızlığı âdeta, insanı geren, yoran. Bütün gün çalışıp yorgun argın eve geldikten sonra bir de agresif bir şekilde, zaten içeriği olumsuzlukla dolu bir haber dinleyip onun, olmayan enerjimizi daha da fazla emmesine izin veriyoruz. 
 
Rahatsız eden konuları şöyle sıralayabiliriz:
 
Birinci sırada, insanların duygularının hiçe sayıldığı dikkatimi çekiyor. Bir olay olduğunda bütün detaylar ekrana yansıtılıyor. Mesela bir kaza ya da silahların, bıçakların çekildiği bir kavga sahnesi olabildiğince açık ve net bir şekilde ekrana yansıtılıyor. Hiçbir şekilde o anda televizyon karşısında çocukların, gençlerin hatta o ekranda izlenen olayla yakın ilişkisi olan kişilerin en yakınlarının; anne ve babasının, eşinin ve en kötüsü de çocuklarının ekran başında olabileceği düşünülmüyor. 
 
İkinci sırada ise dünya genelinde haber olması gerekmeyen bir sürü olaya yer verilmesi yer alıyor. Söz gelimi bir olay olmuş, kişiye yardım edilmiş, konu kapanmış. Bunu bize niye anlatıyorsunuz? Her ayağı taşa takılıp düşmemiş ama sendelemiş olanı haber diye ekrana taşımanızın altındaki sebep ne? 
Bunlardan birkaç örnek vereyim: Kedi yürüyen merdivene ters binmiş. Ay, ne büyük bir haber! Biri alır, doğru tarafa geçirir ve konu kapanır ama yok, hayır. Bizim haber kanallarımız haber bulamış olmalı ki bu bizde haber konusu oluyor. Üstelik bunun birçok haber kanalında haber diye verilmesine gerek var mı? Bence yok. 
 
Dünyanın bir ucunda aslında hiç de önemli olmayan bir olayı, sosyal medyada dolaşan bir videoyu bize haber konusu adı altında yansıtmanız gerekir mi? 
 
Bir diğer rahatsız edici olan konu ise haberleri kendi yorumuyla anlatmak. Olayı anlattınız, elinize geçen bütün görüntüleri de verdiniz. “Acaba şu niyetle mi yapıldı yoksa bunun altından şu ya da bu mu çıkacak?” yorumlarını bence ayrıca olaylar ve yorumlar şeklinde bir program yapıp orada yorumlamanız daha doğru olacaktır. Aksi takdirde insanları manipüle etmiş oluyorsunuz ve insanlar dinlediği haberleri tarafsız değil, sizin bakış açınızdan takip etmiş oluyor. 
 
İçeriği kaliteli ve gerçek olaylardan haber verecek bir sistemin hayata geçirilmesi ümidiyle.
 
Bir sonraki konuda buluşmak dileğiyle. Şimdilik hoşça kalın.
 

 

Adıyaman

08.08.2025

  • İMSAK 03:56
  • GÜNEŞ 05:29
  • ÖĞLE 12:38
  • İKİNDİ 16:25
  • AKŞAM 19:36
  • YATSI 21:03

Hannover’de Bebeklere Müzik Başlangıcı: “Singen von Anfang an” Projesi Uzatıldı

Yeşiller'den CDU'ya Sert İklim Eleştirisi: “Klimaschutz’tan Anlamıyorlar”

Hamburg’dan Örnek Teşekkür: Tüm Koruyucu Ailelere Hagenbeck Hayvanat Bahçesi Gezisi

Bavyera ve Türkiye Arasında Sağlık ve Ekonomi Temelli İş Birliği Güçleniyor

Hannover’de Hiroşima Günü: Barış İçin Sessiz Çağrı

Lübeck’te 200 Bin Euroluk Mücevher Soygunu: Polis Tanık Arıyor