Gülseren KAYA


GÜVEN VE SADAKAT ÜZERİNE

GÜVEN VE SADAKAT ÜZERİNE


Günümüzde ilişkiler, o kadar basitleşti ve olabildiğince değersizleşti ki sormayın, gitsin.
 
Geçenlerde, bir alışveriş merkezinde, hiç de hoş olmayan bir olaya tanık oldum.
Amacım, bir şey almak değildi, öylesine bir mağazaya girmiştim. Başka çarem de yoktu aslında, dışarıda şiddetli yağmur yağıyordu ve ben şemsiyemi arabada unutmuştum.
 
Alışveriş merkezinde, bir mağazada kıyafetlere bakarken yanıma bir kadın geldi, o da kıyafetlere bakıyordu. Arkasından da bir adam geldi, onu beklerken çaktırmadan gözleri de etrafı dolaşıyordu, mübarek sanki mağazayı tarıyordu.
Kadın, kıyafetlere baktığı için onları gördüğümü fark etmedi tabii ki.
 
KÜÇÜMSEYEN BAKIŞLAR, İĞRENÇ GÜLÜMSEME
 
Kadın arada bir şeyler seçip adama gösteriyordu, o da küçümseyen bakışlarına iğrenç bir gülümseme katarak yorum yapıyordu. Yorumları ya “Yok, bu hiç olmaz.” ya da “Yok, bu sana yakışmaz ki.” türündeydi.
Adamın her söyleminde, kadının kırılan şevkini, yüzündeki utancını gördüm.
Kadın, her sorduğunda, minik bir umutla güzel bir yorum beklerken her seferinde bir kez daha üzülüyordu.
 
Kadın, benim belki de başkalarının, onların konuşmalarını duyduğunu anlayınca birden vazgeçti sormaya. Sustu…
Başka bir reyona geçti, adam yerinde kaldı sırıtarak ve kadının uzaklaştığına emin olunca başladı, etraftaki kadınlara bakmaya. Bakmak ne demek? Resmen tepeden tırnağa süzüyordu. Bakışlar öyle çirkin, öyle kirliydi ki anlatamam.
Birden kadın geldi ve kocasının başka kadınlara çirkin bakışlarını yakaladı.
Kadın ile göz göze geldik o an. Utandı, yüzü kızardı, gözleri doldu, elindekileri bırakıp mağazadan çıktı. Ardından adam da hızlıca çıktı ve gittiler. Sonra olanları düşünmek bile istemiyorum.
 
BİTMEYEN AŞAĞILAMALAR
 
Başka bir arkadaşım anlatmıştı yine.
Eşinin kendisini devamlı başka adamlar ile ya da başkalarının eşlerini örnek göstererek, “Bak, şunun eşine.” diye başlayan cümlelerle kıyaslandığını hatta televizyon izlerken dizilerdeki karakterlerle kıyaslayıp “Bak, şunlar gibi olamadın.” diyerek küçümsediğini.
En ufak hatasında, karısının kendisini “beceriksiz”, “işe yaramaz adam”, “kötü koca” hatta “kötü baba” olmak ile suçladığını ve bunun kendisini ruhen ve bedenen çok yorduğunu söylemişti.
 
SAYGI NEREDE KALDI?
 
Şimdi ben bu ve buna benzer birliktelikler, sözüm ona evlilikler hatta sözüm ona sıcak yuvalar üzerine ne yazayım?
 
Hürmeti, sadakati olmayan ilişkilerin ömrü ne kadar olur ki bilen var mı?
Olsa bile nasıl yürütülür, nasıl ayakta tutulur?
 
Hürmetin olmadığı sevgi, sevgi midir? Peki, saygı nerede kaldı?
 
İçinde sadakatin olmadığı ilişkide güven oluşabilir mi?
 
Kim verebilir bu soruların cevabını?
 
Neyse, boşuna dememiş şair, “Kime güveneyim usta? Dost vefalı, yâr sadık olmadı” diye.

 

Adıyaman

19.07.2025

  • İMSAK 03:31
  • GÜNEŞ 05:13
  • ÖĞLE 12:38
  • İKİNDİ 16:30
  • AKŞAM 19:54
  • YATSI 21:28

Almanya'da Kültür Bakanı Weimer, ülkede fikir çeşitliliğinin tehdit altında olduğunu belirtti

Almanya'da doğum oranlarındaki düşüş 2024’te de devam etti

Hamburg Hofweg’de Yıkım Endişesi: Kiracılar Lüks Konutlara Kurban mı Ediliyor?

Bremen’in İlk Çırak Yurdu Tamamlanmak Üzere: Uygun Fiyatlı Konutlar Sonbaharda Hizmete Açılıyor

Lübeck'te 14 Yaşındaki Çocuk Kayboldu: Polis Benjamin Q.’yu Arıyor

Lübeck Halk Eğitim Merkezi’nde Mezuniyet Sevinci: 13 Kişi ESA Diplomasını Aldı