Songül Şahin


Bir Ülkeyi Tanımak İçin, O Ülkede Ölenlere Bakın

İzmir'de yaşanan trajik elektrik kazası ve sonrasındaki tepkiler, toplumsal duyarlılığı ve güvenlik önlemlerinin yetersizliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Belediye başkanının olayı gülerek anlatması büyük tepki çekerken, vatandaşların normalleşen ölümlere tepkisizliği düşündürücü. Türkiye'deki bu çarpıklığın temel sebepleri ve çözüm önerileri üzerine düşünmek gerekiyor.


 

İnanç Öktemay, İzmir’de yolda yürürken elektrik çarpması sonucu hayatını kaybetti. Elektrik akımına uğrayan Özgür Ceren Denize yardım etmeye çalışırken maalesef o da can verdi. Belediye başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, bu trajediyi gülerek anlattı.

Başlıktaki yazıyı İnanç Öktemay birkaç sene önce sosyal medya hesabından paylaşmış. Evet İnanç, senin ölümüne gülen sözde o belediye başkanı, tıpkı senin yazdığın türden. Seni bir insan olmayı bırak, bir canlı olarak bile idrak edemedi. Sadece o mu? Tabii ki hayır!

Videolarda vatandaşları gördüm. Ne kadar normal davrandılar. Bu çok acı bir şey değil mi? Bu elektrik sorunu 5 yıldır varmış. Belki diyor insan, acaba bu beş sene içinde çok şahit oldular da ondan mı normal geldi? Tabii ki hayır. Onların ölmüş bedenlerini feraşla, süpürge ile aldılar. Tavırları ise çok rahattı. Bunun alışmak ile alakası yok. Üstelik dükkanlarının önünde kirli görüntü veren çamurlu bir poşet muamelesiyle! Ben orada canlıya yapılan muamele görmedim. Ben orada canlı da görmedim. 

Hepsi ölü! 

Elektriğe çarpılan da ölü, orada buna şahit olanlar da, belediye başkanı da.

Son zamanlarda halkın artık halkı hissetmediğine, yanında olmadığına sıkça şahit oluyorum. Bu trajedi Avrupa’da bir yerde yaşansa büyük olay çıkar. En büyüğünden, en küçük varlığına kadar öyle ceza verilir ki, o kişiler bir daha sırtlarını doğrultamazlar. "Sen misin kendi refahı için başkasının ölümüne sebep olan" derler. Türkiye’de 29 kişi yakalanmış, yarın ama hepsi evine döner. Refahlarına devam eder. Çünkü olan olmuştur. Değeriniz işte bu kadar sevgili insanlar.

Bir haber kanalına denk geldim. Haberi vermesi toplam 2 dakika sürdü ya da sürmedi. Orada örneğin elektrik telinin yerin 25 cm altına  yapıldığı söylendi. Düşünsenize, yerin sadece 25 cm altında elektrik teli döşeniyor. İnsan suikast hazırlasa bundan daha korkunç olamaz. Haber kanalı hiç demedi aslında daha derin olması lazım, belli ki bunu yapanlar uzman değil diye. Toplumu biraz bilinçlendirmesi gerekmez mi haber kanalının? Sadece olayı vermek mi yani? Her şey bir tuhaf. Almanya’da örneğin yaya yolu üzerinde insanların yoğun geçtiği yerde bir çukur olsun, tüm çevresi kapatılır. Biri ölmesin diye değil, yaralanmasın diye. O kadar değer veriliyor insana bu konuda. Ayrıca sadece para için işe alınan ve sadece para için çalışanlar. Allah aşkına, bilmediğiniz işlere girmeyin. "İşi yaparken öğrenirim, çalışınca öğrenirim" in sonucu işte bu. Sizin yüzünüzden bir tıp öğrencisi öldü! Bir müzisyen öldü! Zaten Türkiye’deki bu çarpıklaşmanın en büyük sebebi bu; herkesin başkasının işini yapmasından oluyor. Yani uzman eksikliği. Meslek liselerinin bir önemi yok ki artık. 2 senelik eğitimle insanlar mesleki eğitim alıp öyle işe girse, bu olayların yüzde 60'ı düzelir. Yüzde 40 da böyle olayları gülerek anlatanlar oluşturuyor. Onlar da yok olup böyle olaylara insancıl bakabilen, empati kurabilen, kendini sorgulayan insanlar gelmediği sürece de bence çözüm yok.

Bu yazı sadece İzmir’de yaşanan bu feci olay için yazılmadı. Türkiye’de genel olarak resim bu. Önlem alınmadığı için, cezası olmadığı için ardı ardına yaşanan ölümler, zulümler. Artık halk bile bunları normal görüyor. Bir cesede dokunurken biraz saygı duyulmaz mı?

Film yönetmenlerine önerim: Bu şekilde ölen ama arkasında bunu gülerek anlatan, onu umursamayan insanlara karşı üzgünlüğünü ifade eden bir filmin yapılmasıdır. Toplum bu konuda hassaslaştırılmalı. Konu bulamayıp, her ölen sanatçının arkasından film yapanlara da bir teklifim olmuş olsun. Herkesin bu kanıyı değiştirmek için elinden geleni yapması lazım. Ben tepkimi sizlerin dikkatini çekmek için böyle bir yazı yazmada koydum. Herkesten bir tepki olması gerek. Hiç olmazsa aranızda eleştiri yapın. Hala sessiz kalmada, donmuş bir şekilde soğuk karşılamada ısrar edenlere şu âyeti hatırlatmakta fayda var.

“Şüphe yok ki bir topluluk, ahlakını değiştirmedikçe Allah o topluluğu değiştirmez.” Ra’d 11.

 

 

3.5

Adıyaman

05.12.2024

  • İMSAK 05:54
  • GÜNEŞ 07:20
  • ÖĞLE 12:23
  • İKİNDİ 14:54
  • AKŞAM 17:15
  • YATSI 18:36

Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Şen: 'Türkiye Alman şirketlere enerjide sürdürebilir çözümlerde ortaklık sunuyor'

Danimarka'da, yabancı bayrakların dalgalandırılmasını sınırlandıran yasa kabul edildi

Almanya'daki seçmen sayısının yaklaşık 59,2 milyon olduğu açıklandı

Bir Bavul Dolu Hikâye – Çocuklar İçin Masallar

SEMİH NARLI “YARIM KALAN HAYALİN PEŞİNDEYİZ”

Hannover, Almanya’nın İlk "Yardımcı Köpek Dostu Belediyesi" Oldu