Röportaj: Yasemin ARSLAN
Yasemin Hanım, müziğe dokuz yaşında başlayan ve bugün sahnelerde dinleyicisiyle buluşan müzisyen Hüner Rojman ile müzik dolu hayatını konuştu.
Hüner Rojman: Hoş buldum Yasemin Hanım.
Hüner Rojman: Şırnak doğumluyum, 36 yaşındayım. Yaklaşık iki yıldır Almanya’da, Schleswig-Holstein eyaletinde yaşıyorum. Evliyim ve bir oğlum var.

Hüner Rojman: Müzik hayatım dokuz yaşındayken başladı. Babam ud ve keman çalardı, ben de onunla birlikte ritim tutardım. Babam bu anlamda benim en büyük ilham kaynağım oldu. Önce org, ardından bağlama çalmaya başladım.
Hüner Rojman: Hayır, herhangi bir özel eğitim almadım. Babam sayesinde müzik yeteneğimi keşfettim ve tamamen kendi çabamla kendimi geliştirdim.
Hüner Rojman: Türk halk müziği, arabesk ve Kürtçe müzikler söylüyorum. Uzun zamandır sahnedeyim. Türkü evlerinde, türkü barlarda, nişan ve düğün gibi özel organizasyonlarda hem çalıp hem söylüyorum.

Hüner Rojman: Söylediğim parçayı hissederek söylemek benim için çok önemli. Duyguyu içimden gelerek verdiğimde, dinleyiciye de geçtiğine inanıyorum. Bu işe gerçekten hazır olduğuna emin olduktan sonra sahneye çıkmak gerekiyor.
Hüner Rojman: Sporla ilgilendiğim dönemler oldu ama müzik her zaman hayatımın merkezindeydi. Hep müziğin olduğu ortamlarda bulunmaya çalıştım. Her müzisyenden bir şeyler öğrendiğimi hissederdim.
Hüner Rojman: Evet, var. Ona hep “İstediğin zaman orga dokun, içinden geldiği gibi çal” derim. Bastığı tuşlardan çıkan melodiler bazen bana bile ilham veriyor.
Hüner Rojman: Evet, var. Kürtçe bir eserim bulunuyor. Evîna Buk û Zava (Gelin ve damat aşkı) isimli türkü bunlardan biri.
Hüner Rojman: Müzikle ilgilenmek isteyen herkese tavsiyem, yaptıkları işin kalitesine önem vermeleri. Dinlenmeye hazır olmadan eserleri dinleyiciyle buluşturmanın doğru olduğunu düşünmüyorum. Dileyenler sosyal medya hesaplarımdan (Instagram, TikTok, YouTube) ismimi yazarak çalışmalarımı takip edebilir.