Kendime soruyorum: “Dünya Kupası’nın başlamasına neden sevinemiyorum?” Aksine bir hüzün, bir boşluk var içimde. Yanıtı hiç şaşırtıcı değil aslında çünkü Süper Lig’den yaklaşık 35 gün daha uzak kalacağız. Eminim ki yalnızca ben böyle hissetmiyorum. Bazı spor yorumcularının küçümseyici ifadesiyle “Anneler Ligi’miz”, anlıyoruz ki hava kadar, su kadar gerekli birçok insan için. Ne yaşarsa yaşasın hafta sonu kulübünün maçını bekleyen bir insanı yalnızca başka bir bekleyen anlar. Hangi toplumsal ve bireysel olgu, olağanüstü durumlar dışında her zaman için birinci önceliklidir ki tuttuğun takımının maçını izlemekten?
Portekizli Dahi Hoca Jesus bile “Önceliğimiz Lig Şampiyonluğu.” demiyor mu? Oysa belki UEFA Ligi Şampiyonluğu dese, hedefi öyle belirlese şampiyon olacak gerçekten UEFA Şampiyonu olacak Fenerbahçe. Demez ama diyemez. Türkiye’deki futbol iklimi, her zaman ligi önemsemeye odaklıdır. Bence de müthiştir bu hâliyle. Otantiktir, karakteristiktir.
COŞKULU BİR İKİNCİ YARI DİLEĞİYLE
“Süper Lig’de, 1. Lig’de ya da 3. Lig’de takım nasıl oynayacak?”, “Ligde sıralama ne olacak?”, “O haftadan coşku ve sevinç mi yoksa hüsran mı var nasipte?” Bu sorular kışın gerçek bir futbol tutkununun sorusudur her hafta. İçten içe zihinden ve kalpten hiç uzaklaştırılamayan.
Yaklaşık 35 gün sonra kavuşacağız büyük tutkumuza. Çok daha büyük coşkulu bir ikinci yarı-olması dileğiyle.
Almanya'nın Saksonya eyaletinde çıkan orman yangınından dolayı bir mahalle tahliye edildi
Hamburg-Lurup’ta 44 Yaşındaki Kadın Kayıp: Polis Halktan Yardım İstiyor
Moisling’in Kalbi 55 Yaşında: Haus der Mitte’de Büyük Kutlama
Bavyera ile Türkiye Arasında Sağlık Diplomasisi Güçleniyor
Hamburg’a “Herkes İçin Tuvalet” Geliyor
Philipp Treu, Freiburg’a Transfer Oldu: Avrupa Hayaline Bir Adım Daha Yaklaştı
Dikkat! Düşük Gelirliler için Radyo-TV Vergisinden Muafiyet Mümkün