Mustafa Gökhan Baştürk kimdir? Sizi tanıyabilir miyiz?
1963 Samsun doğumluyum. 1981 yılından bu yana da Almanya’nın Hamburg kentinde yaşamımı sürdürüyorum.
Müzik hayatınıza ne zaman başladınız?
1978 yılından bu yana müzik yapıyorum.
Hangi tür müzik yapıyorsunuz?
Fantezi müzik yapıyorum. Türkiye’de birçok sanatçı ile birlikte sahne aldım. Rahmetli Bergen, Mahmut Tuncer, Emrah, Kibariye gibi isimlerin hepsi ile sahnede yer aldım. 1986 yılında kesin Almanya’ya yerleştim. Şimdi burada müzik hayatımı sürdürüyorum. Burada düğün salonlarında ne gidiyorsa o tür müzik yapıyorum. Ama genelde fantezi müzik yapıyorum. Benim sesim her müziğe yatkın diyebilirim. Pop müzik haricinde sevilen tüm şarkı ve türküleri seslendiriyorum. Burada Grup Maksim’i kurdum. “Bundan sonra rahatsızlığım dolayısıyla müzik yapmayacağım” dedim ama müzikten de kopamadım. Kırk yılım müzik dünyasında geçti. Bir yirmi yıl daha geçse yine müzikten kopmam. Ben on beş yaşında solist olarak sahne aldım. Böyle birisi müzikten kopabilir mi? Mustafa Gökhan Baştürk kendisini müziğin neresinde görüyor?
Benim gibi müzik yapan arkadaşların hepsi aynı sırada asker olarak bir asker gibi sıraya dizilmesi askerlerin manga gibi bir numaraları vardır. Bizde de herkesin bir numarası vardır. Bu numara ile kendini müziğin bir yerinde bulmasıdır. Hepsinin görevi de o takımın içinde mücadele vermek. Yani biz müziğin askerleriyiz. Ben müzikten iki eser çıkartıp hazır ekmek yiyen müzisyen değilim. Ben müziğin iyi bir usta yorumcusuyum.
Bir müzisyen ile sanatçı arasında fark var mıdır?
Ben Hamburg için gördüklerimi anlatayım. Hamburg’da orkestralarda müzisyen ile sanatçı arasında bir fark yoktur. Şuna bakmak lazım: Orkestranın bir numarası kim? Yani adam bağlama çalıyor. Ama orkestranın bir numarasıdır. Sen önde hangi sanatçıyı çıkartırsan çıkart. Arkadaki müzisyen dediğimiz insanlar bunu en iyi çalamazsa sanatçı bir şey yapamaz. Bence müzisyen olmazsa sanatçı olmaz. Sanatçı olmazsa müzisyen olmaz. Bir bağlamanın iki-üç tane teli varsa bir sanatçının da boğazında iki teli var. O da türkü seslendiriyor. Şarkı okuyor. Birbirine bağlantılılar. Mustafa Gökhan Baştürk nasıl müzisyen oldu?
Ben babadan gelme pazarcıyım. Pazarda türküler söylerdim. Allah vergisi sekiz kardeşiz; hepsinin de sesi çok güzeldir. Samsun’da ses yarışmasına katıldım. Birinci oldum. İstanbul’da ses yarışmasına katıldım. Yine birinci oldum. Almanya’da ablam bana maddi destek verdi. İstanbul’da Samsun’dan gelen müzisyen ağabeylerim vardı. Beni konserlere çıkartılar. Solist olarak sahne aldım. Beğeni kazandım. “Bu, benim işim” dedim; o gün bugün müzisyenim. Sanatçıyım. Ünlü bağlama ustası Ali Temiz benim asker arkadaşımdır. O da şimdi Almanya’da yaşıyor. Askerde de müzik yaptım.
Albümünüz var mı?
1983 yılında yaptım. O zamanlar profesyonellik şimdiki gibi değildi. Müzik dilinde hücum atak deniliyor. Yani girersin stüdyoya, sazlar yanında oturur. Bir günde o kaseti okur, çıkartırsın. Yanlış olursa tekrar yaparsın. Sahneye çıktığımız o günlerde dağıttık. Almanya’ya geldikten sonra yeni bir albüm düşünmedim. Aile babası olmayı tercih ettim. Ben tecrübeli bir şekilde Hamburg’a geldim. Burada nerede durabileceğimi bildim. Ben emek verdiğim kimseyi harcatmam. Çok bestem var. Beste yapmak kolay ama ulaştırmak çok zordur.
Hangi müzik aletlerini çalıyorsunuz?
Bu garip bir soru bana göre; sebebi ise hiçbirini çalmıyorum. Saz versen elime, bir sazda o parçayı çalarım. Ama ben sahne müzisyeni olmadığım için hızlı bir şekilde o sazdan o parçayı çalamam. Müzisyen olmak beyni ikiye bölmekten geçiyor. Aynı anda iki eli kullanmak gerekiyor. Maalesef benim kabiliyetim yok. Ben beyni ikiye bölemiyorum. Süper çalamam. Müzik dünyasında bundan sonraki hedefiniz nedir?
Hedefim, yaptığım hataları yapmamak. Bana göre ben çok hata yaptım. Ben mesela sahnede bir türkü okurken bir hata yaptığımın farkında oluyorum. Ama beni dinleyenler beni alkışlıyorlar. Ben onun farkında olduğum için niye yaptım diye kendimle boğuşurum. Müziğin içinde yaptığım hataları bildiğimde yatamıyorum. Özelimde yaptığım hatalar var. Onları yapmamak benim hedefim. Ne oldum demeyeceksin. Ne olacağım diye düşünmelisin. Yıllardır istediğim bir şey var: Seksen yaşına kadar yaşarsam, bir müzisyenin masasında oturursam, iyi bir müzisyen olduğum için bana saygı duyarak misafir olarak kabul etmelerini arzularım. Beni bu şekilde ağırlarsalar, demek ki ben bir şeyler yapmışım diyebileyim. Maddi olarak müzikten bir beklentim yok.
Bir müzisyen veya sanatçının duruşu nasıl olmalı?
Duruş gerçekten çok önemlidir. Hamburg’da kaç tane küskün müzisyen varsa kim devreye girerse girsin genelde sonuç vermez ama ben devreye girdiğimde saygı duyarlar, o iş çözülmüş olur. Efendilik çok önemlidir. Ben hep net oldum. Ben kimsenin arkasından konuşmam. Beni sevmeyebilirler. Ama kimse bana saygısızlık etmez. Herkese saygı ve sevgi çerçevesinde yaklaşırım. Bir gariplik de var. Çok sayar ama sevmeyen de var. Saygı ve sevgiyi karıştırmamak lazım.
Size göre müzik nedir?
Bir beslenme türüdür. “Müzik ruhun gıdasıdır” denilmiş. Ruhunu beslemen lazım. Bugün baktığımızda Mevleviler ney çalmışlar. Müzik her alanımızın içinde olmalıdır. Ruhunu deşarj etme şeklidir müzik. Sen durduğun yerde bir adamı oynatabilir misin? Ama müzikle bunu yapabilirsin. Müzikten hoşlanmayan bir adamın bir vitamini eksiktir. Vitamin eksikliğinden vücutta bağışıklığı azalıyor. Zamanla bir problem yaşar. Bağlama Ustası Hüseyin Duman hocamız, “Müzik dersleri derneklerden alınıp okul çatısı altında verilmelidir” diyor Siz ne dersiniz?
Kâr amacı güdülmedikten sonra çok güzel alır. Tabii ki bir emeğin karşılığı alınacak. Evde Kuran okumak ile camiide Kuran öğrenmek arasında nasıl bir fark var ise okulda öğrenme ile özel ders alarak müzik aleti çalma arasında fark vardır. İyi bir hocadan öğrenirse tabii ki daha iyi öğrenir. Okul olması güzel bir şey. Hocama katılıyorum. Müzik öğrenmek isteyen gençler okulda sadece bağlama çalmakla yetinmezler, değişik hocalardan değişik dersler alarak kendilerini yetiştirirler. İyi bir fikir…
Bağlamanın evlere daha çok girmesinde Alevi derneklerinin etkisi olduğunu söyleyen ustalarımız var. “Bunu derneğe bağlamamak gerekir” diyen ustalarımız var. Size göre bağlamanın evlere daha çok girmesinde Alevi derneklerinin etkisi var mı?
Ben o zaman Alevi derneklerinin etkisi yok diyen hocalarıma sorarım. Hüseyin Duman, Ali Temiz ve Güler Duman hocalarıma da sorarım. Talebelerinin kaç tanesi Alevi’dir? Bana göre de Alevi kardeşlerimizin bağlama olmazsa olmazlarıdır. Evlere girmesinde bağlamanın Alevi derneklerinin etkisi vardır. Olmaz olur mu?
Bir Alevi gecesinde yirmi taneden fazla bağlama çalan Alevi gençlerini sahnede çıkartabilirsin. Diğer topluluklardan çıkartamazsın. Çocuğu saz öğrensin diye hocaya gönderen kaç kişi var? Alevi vatandaşlarımız çocuklarının bağlama öğrenmeleri için elinden geleni yapıyorlar. Bugün evlere bağlama giriyorsa bu, Alevi derneklerinin çalışmalarıyla gerçekleşmiştir. Bugün deyişler söyleyen ozanların kaçı Alevi diye sorarsanız, yüzde doksanı Alevi’dir. “Bağlamayı Alevi derneklerine bağlamamak lazım” diyen hocamız mütevazı davranarak söylemiştir. Ban camide bağlama çalabilir miyim? Öyle şansım yok. Bilmem anlatabildim mi?
Sevenlerinize, müzisyen arkadaşlarınıza müzik dünyasına mesajınız var mı?
Birbirlerini sevsinler. Müzikle kalsınlar. Verdikleri emeğin karşılığını alırlar. Arkadaşlarının yaptıkları müziğe saygılı olsunlar. Müzikten para kazanarak ev kazanmış Hamburg’da kaç kişi çıkabilir? Çoğu ek iş olarak yapıyor. Onun için birbirlerini kırmasınlar. Paralarının kıymetini bilsinler. Hepsini çok seviyorum.
FC St. Pauli, Mathias Pereira Lage’yi Kadrosuna Kattı
Hamburg, Paris Air Show’da Sürdürülebilir Havacılık İçin Sahne Aldı
Hamburg’da 2026 Olimpiyat Referandumu İçin Geri Sayım Başladı
En Moda 2025: Işıklar, Yıldızlar ve Unutulmaz Bir Gece!
HSV’de Yeni Başkan Seçiliyor: Marcell Jansen Dönemi Sona Eriyor
Görme Engelli Kadın Raylara Düştü: Hayati Tehlikesi Var
Küçük Sanatçılar Büyük Sahneye Çıkıyor: Bremenli Öğrencilerden Sanat Şöleni
Kadınların En Özgür Hissettiği 5 Semt Açıklandı
Hannover’in 2025/2026 Bütçesi Onaylandı
Hamburg’da Yeni Rekor: 315 Kapsayıcı DUO Ekip ile Engelleri Aşan Bir Gün
Almanya Dış İstihbarat Teşkilatının başına Kiev Büyükelçisi Martin Jaeger getirildi
Hamburg’da Hizmet Noktaları Birleşiyor: Eimsbüttel ve Nord, Eppendorf-Lokstedt’te Buluşuyor
Die Linke’den Groß-Sand İçin Güvence Talebi: "Acil Servis Kapanmasın, Mahalle Dışlanmasın"
Senatör Özlem Ünsal: “Bremen’de ve Almanya’da Konut İnşasında Hız Dönemi Başladı”
Hamburg Uluslararası Kültür Projelerine Destek Vermeye Devam Ediyor
Bremen ve Bremerhaven’li Öğrencilerden Tarih Yarışmasında Büyük Başarı
Hans-Bredow Enstitüsü 75 Yaşında: Hamburg’da Demokrasi ve Medya İçin Bir Bilim Başarısı
St. Pauli’de Veda Zamanı: Ole Marschall Kendi İsteğiyle Ayrılıyor
Lübeck Halk Eğitim Merkezi’nde Yeni Fırsat: Okul Diplomasını Şimdi Tamamlayın!
"Reklamsız Hamburg" Girişimi Başarısız Oldu
Vermisstenfahndung in Hamburg-St. Georg: Zwei 13-jährige Mädchen seit Sonntagabend verschwunden
St. Georg’ta Hırsızlık Takibi: AirTag Sinyali 3 Kişiyi Yakalattı
Vermisstenfahndung in Hamburg-Wilhelmsburg: 12-jähriges Mädchen seit Samstagabend vermisst