Tarih: 23.11.2020 23:48

“Mölln Katliamı, Almanya tarihinin utanç günlerinden biridir”

Facebook Twitter Linked-in

Schleswig-Holstein Eyaleti'ne bağlı Mölln kentinde, 23 Kasım 1992 gecesi Neonaziler tarafından katledilen Türk kökenli vatandaşlar saygıyla anılıyor.
Olay günü, Neonaziler tarafından kundaklanan evde, Bahide Arslan (51), Yeliz Arslan (10) ve Ayşe Yılmaz hayatlarını kaybetmişlerdi.
Hamburg Eyalet Parlamentosu Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) Milletvekili Barış Öneş, Bahide Arslan, Yeliz Arslan ve Ayşe Yılmaz’ın katledişlerinin 28. yıldönümüyle ilgili bir açıklama yaptı.

Irkçılığa karşı toplumsal mücadele

Öneş açıklamasında, “Neonazilerin kundakladığı evde hayatlarını kaybeden insanlarımızın katledilişlerinin 28. yıldönümünde saygıyla anıyor, geride kalan ailelerin acısını yürekten paylaşıyorum. Mölln Katliamı, Almanya tarihinin utanç günlerinden biridir ve ırkçılığın korkunç boyutlarının somut bir yüz kazandığı acı bir olaydır. Üç insanımızın hayatını kaybettiği,onlarcasının yaralandığı Mölln vahşetini anmak, ırkçılığın ne kadar tehlikeli olduğunun unutulmaması ve bu konuda toplumsal mücadelenin öneminin sürekli vurgulanması adına da çok önemlidir.” ifadelerini kullandı.

“İnsanları kategorize etmek ırkçıların ekmeğine yağ sürmektir”

Öneş, günümüzde hâlâ ırkçılık zihniyetini, siyasi kariyer yapan insanların meclislerde oturduğunu belirtti. Öneş, bu kişilerin Mölln, Solingen ve NSU olayları gibi korkunç olayların yaşanmasına vesile olan tehlikeli ideolojilerini savunmaya devam ettiklerini aktararak açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Nüfusunun en az üçte birini göçmen kökenlilerin oluşturduğu, okullarındaki çocukların yarısının göçmen kökenli olduğu Almanya’da yabancı düşmanlığı, ırkçılık gibi hasta düşünceler, Almanya’ya en büyük zararı veren, acı tecrübeler yaşamamıza neden olan fikirlerdir. Unutmayalım ki eylemler fikirlerden doğar.
Irkçılıkla mücadelede en önemli ve en etkin silah, toplumlar arasındaki ön yargıların yıkılmasına vesile olan kültürlerarası diyaloglar ve ortak mücadeledir. Paralel toplum oluşturarak insanları kategorize etmek, birbirinden uzaklaştırmak ırkçıların ekmeğine yağ sürecektir.“

“Almanya çok kültürlü bir göç ülkesidir”

Öneş, toplumlarını habis bir tümör gibi kemiren ırkçılık hastalığına karşı siyasette aktif olmak, katılımı desteklemek ve toplumlar arasındaki köprüleri güçlendirmek görevlerini olduğunu belirterek “En önemlisi Almanya’nın çok kültürlü bir göç ülkesi olduğu gerçeğini her gün, her saat hatırlatmak hepimizin ortak görevleri olmalıdır. Bir daha Mölln vahşeti gibi acıların yaşanmaması dileklerimle ırkçılık zihniyetinin katlettiği tüm insanları saygıyla anıyorum.” diyerek açıklamasını tamamladı.

Mölln’de yakılan canlarımız

1992 yılında, Mölln’de 22 Kasım’ı 23 Kasım’a bağlayan gece, iki Neonazi genç, kentteki Ratzeburgerstr.’de bulunan Türklerin binasını ateşe verdikten sonra, Arslan ailesinin evini de ateşe verdiler. Polisi arayan ırkçılar “Heil Hitler, Pis Türkleri Yaktık” mesajı bıraktılar.
İtfaiye ilk önce yakılan Ratzeburgerstr.’deki evi söndürmeye gittiği için, Arslan ailesinin evine saatler sonra gelebildi ve onlar gelinceye kadar aileden üç kişi yanarak öldü, diğer aile fertleri camdan atladıkları için ağır yaralandı.
Arslan ve Yılmaz aileleri yüreklerindeki yangını ve saldırının izini ömür boyu taşırken cinayetleri işleyen iki Neonazi gençten biri yaşı küçük olduğu için 7,5 yıl, diğeri ise 15 yıllık hapis cezalarının ardından yeni kimliklerle korunmaya alındı.

 



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —