“Bu yüzyılı kadınların uyanış yüzyılı olarak görüyorum”

Hamburg’da, Kültürlerarası Düşünce Kuruluşu tarafından 12 Ağustos- 22 Ekim tarihleri arasında düzenlenen Kültür ve Sanat Yaz Festivali’nde Yazar Ahmet Ümit düzenlenen imza töreninde okuyucularıyla buluştu.  Ümit, Zeus Altarı ve Pergamon Tapınağı’nın gölgesinde yazdığı ve polisiyeyle arkeolojiyi birleştirdiği son kitabı Kayıp Tanrılar Ülkesi’ni Hamburg’da okuyucularına tanıttı.
Ümit, bir okuyucusunun kendisine son romanında kahramanlarını neden kadın seçtiğini sorması üzerine "Bu yüzyılı kadınların uyanış yüzyılı olarak görüyorum. Zamanla kadınlar egemenliklerini kaybetti. Erkek egemenliği başladı. Bu yüzyılda, ülkem de dâhil dünyada kadınların bir uyanış çizgisinde olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle kadınların toplumda hayatta çok farklı rol almaları inancındayım. Erkek kahramanlarım vardı ama bu kitabımda bir kadın değil, aynı zamanda Almanya’ya gelmiş Türkiye kökenli bir kadını yazmak istedim.” açıklamasını yaptı.


“Kadın özgür olmalı”
Ümit, kaybedenlerin başrolde olduğu bir roman yazmak istediğini, kadınların bu uyanışına destek verdiğini belirterek “Bu, kahramanca bir şey değil. Bencil nedenlerle yapıyorum çünkü benim mutlu olmam için kadınların mutlu olması lazım. Eşimin mutlu olmadığı bir toplumda benim mutlu olmam mümkün değil. Kadınlar özgür değilse ne aşktan fayda görürüz ne de annelikten fayda gelir. Kadının özgür olması lazım. Ne yazık ki kadın özgür değil. Yazar olarak bunu görüyorum ve elimden geldiği kadar kadınların mücadelesine omuz vermek istiyorum. Romanda bilhassa iki kahraman vardır: Başkomiser Yıldız Karasu ve Gaye.” ifadelerini kullandı.


Büyüklere yönelik bir masal içeriğine sahip yeni kitabının Ekim ayında yayımlanacağını ifade eden Ümit “Türkiye’de kadın cinayetleri korkunç boyuttadır. Ben kadın cinayetlerini anlatan bir masal yazdım. Sevmeyi bilmeyen erkekler hakkında bir aşk masalıdır. Bu kitabın ardından Başkomiser Nevzat, karısı ve çocuğunun katillerini bulacak.” şeklinde konuştu.


Kökleri mitolojiye dayanıyor
Ümit son romanında, Berlin Emniyet Teşkilatı’nda Görevli Başkomiser Yıldız Karasu ve yardımcısı Tobias’ın kökleri mitolojik Pergamon’a dayanan bir cinayeti aydınlatma hikâyesini ele alıyor. Ümit, romanında bir yanda Berlin’i anlatırken diğer yandan Almanya’da yükselen ırkçılık ve Türkiye kökenli göçmenlerin hikâyelerine de değiniyor.


 
 
 


Orjinal Habere Git