T.C. Essen Başkonsolosu Tolga Sezai Şimşir: “Atatürk’ün Essen’e geliş hatırasının yaşatılmasını ve üniversite gençliğimizin bu mirasa sahip çıkmasını önemli buluyorum.
T.C. Essen Başkonsolosluğu’nun himayesinde, Türkiye Avrupa İlişkileri Enstitüsü iş birliği ile Atatürk’ün Essen’e gelişinin 105. yılı anısına, Krupp Vakfı Merkezi ve müze barındıran Fabrikatör Krupp ailesi malikanesi Villa Hügel‘de seminer düzenlendi.
Sunumunu Öğretim Görevlisi Ahmet Ünalan’ın yaptığı seminere, T.C. Essen Başkonsolosu Tolga Sezai Şimşir, STK temsilcileri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. T.C. Essen Başkonsolosu Tolga Sezai Şimşir seminerde şöyle konuştu: “Veliaht Sultan Vahdettin, yaveri Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte on yedi kişilik bir heyet ile Essen’e geldi. Krupp fabrikalarını gezerek Villa Hügel’de akşam yemeği yedi. Dolayısıyla burada hâlen bu seyahatin izleri yaşıyor. T.C. Essen Başkonsolosluğu olarak bu gezinin hak ettiği şekilde Türk ve Alman toplumunun toplumsal hafızasında yer almasını arzuluyoruz ve bunun için çaba gösteriyoruz. Bu etkinliklerin geniş katılımla devamının geleceğinden eminim. Bugünkü programın Türkiye Avrupa İlişkileri Enstitüsü organizasyonunda yapılmış olmasını ayrıca önemsiyorum. Atatürk’ün Essen’e geliş hatırasının yaşatılmasını ve üniversite gençliğimizin bu mirasa sahip çıkmasını önemli buluyorum.” vurgusu yaptı.
“Dramatik tarihi kırılma anlarımızdan biri”
Rehber eşliğinde Villa Hügel gezildi ve binanın tarihi anlatıldı. Öğretim Görevlisi Ahmet Ünalan slayt ve video gösterisi eşliğinde yaptığı sunumda şunları söyledi: “Veliaht Sultan Vahdettin ve yanında yaveri Mustafa Kemal Atatürk ve onlarla birlikte 17 kişilik bir heyet 105 yıl önce bugün bu saatlerde Altenessen’den şehre giriş yaptı. Krupp fabrikalarını inceledi ve ardından Villa Hügel’de Alfred von Bohlen tarafından Veliaht Sultan Vahdettin onuruna verilen akşam yemeğine katıldı. Biz o günün anısını tarihi bilgiler ışığında yaşatıyoruz. İmparatorluğun son padişahı ile Cumhuriyet’in kurucusunun 20 gün boyunca yan yana olduğu sahne olması bakımından Almanya gezisi dramatik tarihi kırılma anlarımızdan biri. Aynı heyete o dönemde Berlin Potsdam’da Alman İmparatorluğu askeri olarak görev alan Şehzade Ömer Faruk Efendi de yer aldı.” diye konuştu.
Ünalan, Krupp fabrikasının 1.Dünya Savaşı esnasında oynadığı olağanüstü rolü ve Krupp ailesinin Türkiye ile olan ticari ilişkilerine değinerek “Türkiye ile Krupp ailesi ilişkileri, 1865 yılında başlıyor, özellikle 1. Dünya Savaşı öncesi ve esnasında bu ticari ilişkiler zirveye taşınıyor. Özellikle Çanakkale müdafaasında Krupp topları Türk askeri birlikleri tarafından başarıyla kullanılıyor ve müttefiklere karşı başarılı savunmanın teknik nedenlerinden biri sayılıyor. Almanların Osmanlı ordusunun modernleşmesinde, eğitimin, alt yapının modernleşmesinde özellikle de raylı sistemlerin döşenmesinde etkileri var. İki ülke arasında Bismarck ile başlayan ve Kaiser II. Wilhelm ile devam eden üç ziyaret var: 1868 yılında Hariciye’yi (Dışişleri’ni) temsilen Rum asıllı bir diplomatımız – Karatodori Efendi-Krupp ailesini ziyaret ediyor ve Alfred Krupp’a zamanın en değerli devlet nişanı olan Mecidiye Nişanı’nı veriyor. Kaiser II. Wilhelm 15 Ekim 1917 de İstanbul’a geliyor.” ifadelerini kullandı. Atatürk, kadın işçilerin başarısını gözlemledi
Ahmet Ünalan ayrıca Atatürk’ün Krupp fabrikalarında savaş esnasında erkeklerin cephede olması nedeniyle binlerce kadının çalıştığını, bunun daha sonra Almanya’da kaçınılmaz olarak kadınların toplumsal hayatta konumunun yükselmesine neden olduğunu aktardı. Ünalan, “Mustafa Kemal Paşa, bu olguyu fabrika ziyaretinde gözlemledi. Türk kadınının da toplumun ve devletin her aşamasında yer alması gerektiğini vurguladı. Bundan dolayı Cumhuriyet evresinde kadın hakları ve seçme ve seçilme hakkı birçok Avrupa ülkesine kıyasla da erken verildiği söylenebilir.” dedi.
