1980 yılında Almanya’ya geldim. Burada eğitim ve öğretimimi bitirdikten sonra bazı sektörlerde çalıştım.2007 yılında Rose Gül perdeci olarak küçük bir atölye ile sıfırdan hiçbir kimseden destek almadan kendi imkanımla ticarete başladım. Çocuklar o zaman küçüklerdi sabah kendi işime gidiyordum. Öğleden sonra perde işime devam ediyordum. Bir yıl sonra Barmbek semtinde cadde üzerinde yeni bir yer açtım. Bana kirası yüksek yapamazsın dediler. Ticaretin onda dokuzu cesarettir. Bizde cesaretimizle devam ettik. Rose Gül ismini marka yaptık.
Almanya’ya gelmeden önce Türkiye’de ne iş yapıyordunuz?
Biz sekiz kardeşiz. Babam Belçika’da madende çalışmış, daha sonra Avusturya sonradan da Almanya’da çalıştı. Biz baba sevgisi fazla görmedik. Annem bize hem baba hem anne oldu. Yokluk içinde yaşadık. Eve katkım olsun diye pazarda yumurta satardım. Biz yoklukla büyüdük. Babam Türkiye’de yaşanılan sağ sol çatışmalarından korktuğu için kardeşlerimle birlikte bizi Almanya’ya getirdi. Hatta Türkiye’de şiir okumak için seçilmiştim. Buraya geldiğim için şiir okuyamadım.
20 Nisan 1980 tarihinde Almanya’ya 10 yaşında geldim.
Çoğu insanlar bilmezler. Ama ben çok iyi bir ses sanatçısıyım.
Ses sanatçısı mı?
Evet
Nasıl yani?
1980’lı yıllarda ben Hamburg ve çevresinde tanınan sanatçılardan biriyim. Bağlama çalardım elli adet bestem vardı. O zaman böyle düğün salonlarımız yoktu. Okul salonları ve gençlik evleri vardı. Bu gibi yerlerde düğün olurdu eğlenceler olurdu buralarda çıkardım. Ben kendimi müziğe adamıştım. Ben ilahi şarkıcı olacağım. Diyordum. Nitekim de başardım. Can abi diye bir abimiz vardı. Bu abimiz Müslüm Gürses, İbrahim Tatlıses gibi sanatçılara bağlama çalan birisiydi. Hafta sonları ondan ders alırdım. Bu işi geceli gündüzlü çalışarak en iyisini yapmak için uğraş verdim. Aldığım dersler sonunda Can abi bana seni sahneye çıkaralım dedi. 15 yaşında ilk kez sahneye çıktım. O zamanlar Emrah’ın meşhur olduğu zamanlardı. Ben Emrah aşığıydım. O zamanları hiç unutmam. Arkadaşlarıma da anlatmışımdır. Emrah’ın ‘Ben yetim ‘ şarkısı çok meşhurdu. Emrah tarzı giyimle sahne aldım. Genç kızlar çok hayran bir kitlemdi. Can abi bana şarkının il bölümünü sahne arkasında oku dedi. Benim elim ayağım titriyordu. Ayakta zor duruyordum. Doğulu bir abimizin düğünüydü. Salon tıklım tıklım doluydu. Sahneye çıktığımda alkış tufanı koptu. Herkes beni Emrah zan etmişti. Ayakta alkışlandığım o günü hiç unutmam. Yaklaşık 1.5 saat sahnede kaldım. Sonra ön kaset yaptım. Unkapanı da aşkın plak vardı. Onlara kaset gönderdim. Sesimi beğendiler. Gelin sizinle anlaşalım diye anlaşma kağıtlarını gönderdiler. Kasette kendi bestelerime yer verecektim. Kabul ettiler. Maalesef ne hikmetse içimden gelen bir duygu ile yapmadım. Bazı şeyleri de görünce tereddüt edip yapmayacağım. Dedim. Çok çaba harcamıştım. Belki meşhur birisi olabilirdim. 2001 yılında bıraktım sonra iş hayatına atıldım.
Herkesin küçüklük meslek aşkı vardır. Sizin hangi meslekti?
Şarkıcı olmak. Star olmaktı. Babamlar 1988 yılında dönüş yapacaklardı. Ben 1987 yılında evden ayrıldım. Hayatımda hiç boş kalmadım. Hep çalıştım.
Mobilya işine nasıl girdiniz?
Benden faydalanmak isteyen bir kişi benim aklıma bu işi koydu. Aslında benim mobilya sektöründe tecrübem yok. O arkadaşa güvenerek bu sektöre girdim. Sonra biz o arkadaşın dolandırıcı olduğunu fark edince o arkadaş ile yollarımızı ayırdık. Çok zorluklar çektim. Rahmetli annemin büyük desteği oldu. İnanın 2-2.5 yıl çok kazık yedim. Çünkü yeni bir sektördesin işi bilmiyorsun. Firmaları tanıyamıyorsun. Tanıdıktan sonra çalışma şekillerini öğreniyorsun. Derler ya insan düşe kalkar bende zaman içerisinde düşe kalka bu işi öğrendim. Firmaların hatası yüzünden onlar kazandı biz kaybettik. Çok zorluklar çektik. Oğlum bizim yanımızda yetişti tecrübe kazandı. Geçen yıl 2017 tarihinde Allah nasip etti. Türkiye’de büyük bir firma anlaşarak ikinci yerimizi açtık. Yeni yerimizin satış alanı 2500 metre karedir. Şu anda oğlum ikinci yerimize bakıyor . Türkiye’de ki , firmalarla çalışmak gerçekten zor. Dürüst firma bulmak gerçekten çok zor. Avrupa’da her şey sistematik bir şekilde yürüyor. Ancak maalesef birkaç firma hariç böyle sistematik bir şekilde çalışmıyor.
Önceden gittiğimizde firmalar naz yapardı. Mal vermekte zorluk çıkarıyordular. Ama şimdi Allaha şükürler olsun 12.yılımızda Rose Gül’ü Rose Gül mobilya olarak patentle dik, marka yaptık. Hamburg ve çevresinde çok iyi tanıttık. Çoğu firmalar bize gelmeye başladı. Ancak biz hepsini almıyoruz seçici olduk. Önceden biz gidiyorduk. Şimdi artık biz firmalara gitmiyoruz. Şartlar onların elindeydi. Şimdi şartlar bizim elimizde.
Neden firmanızın adı ROSE GÜL ?
Peygamber efendimiz gülü çok sever. Peygamber efendimiz gülü çok sevdiği için ismini gül koyduk.Bende gülü çok severim. Almanlara ’da hitap ettiğimiz için gülün Almancası Rose’yi gülün yanına koyalım dedim. Firmamızın ismi böylelikle ROSE GÜL oldu. Başka bir sektöre de girsek bu isim hep kalacak. Türkiye’de de şirket kurduk. Onun adını da Gül Company koydum.
Müşteri profiliniz nasıl?
Bizim müşteri potansiyelimize baktığımızda %90’ nı yabancıdır. Alman % 10 diyebilirim. İkinci dükkanımızda daha çok Alman müşterilerimize hitap etmeyi amaçlıyoruz.
Size göre ticaret nedir?
Ticaret demek zorluk demektir. Ticaret demek samimiyet, dürüstlük, severek yapmak demektir. Bunlar olduğu zaman ticarette kazanırsınız. Biz dört kişi ile başlamıştık. Allaha şükür şu anda 15 kişiyiz. İsteyen gençlerimize meslek eğitimi yapma imkanı da veriyoruz.
Bir iş adamı olarak gençlere mesajınız var mı?
Gençlerimiz meslek öğrensinler. Mesleği olan genç iş bulma imkanı daha çok alır. Gözleri daima yüksekte olsun. Okusunlar
Başarılı bir iş adamı olarak seni başarıya götüren etken nedir?
En başta dürüstlük, samimiyet, güler yüz
Bir müşteri olarak sizi tercih etme sebebim ne olabilir?
İlk önce şunu bilmeniz lazım. Satış ürünlerimiz nereden geliyor. Bizim Türkiye’mizin bel kemiği olan mobilya sektöründe Bursa İnegöl’dür. Burada üç bin kayıtlı firma vardır. Dünya’da Türkiye’mizin ismini duyuran firmalar var. Marka olmayıp ta markalı firmalardan daha kaliteli firmalarımız var. Dürüst firmalarımızla çalışıyoruz. Bunun bilinmesini isterim.
Ürünlerimiz kalitelidir.
Duygusal mısınız?
Çok duygusalım.
İş hayatınızda duygusal bir an yaşadığınız oldu mu?
Bir müşterimiz vardı. Her şeyini almış dayamış döşemiz düğüne bir hafta kalmış gençler ayrılmışlar. Buraya geldiklerinde kız tarafı yada damat tarafı meramlarını anlattıklarında ağladıklarında bende onlarla beraber duygulanıp ağlamıştım. Bazı insanlarla samimi olmuşuz derdini anlattığı zaman bende onlarla birlikte hüzünlenip ağlıyorum. Benim karakterimde kin tutmak yoktur. Şunu da söyleyeyim çok iyi niyetliyim. Bu iyi niyetimi suiistimal edenler oluyor. Ona çok üzülüyorum.
Evde nasılsınız, iş hayatınız da nasılsınız?
Ben işimi çok seviyorum. Eve gittiğim zaman yemeğimi yerim dinlenmeyi tercih ederim. İş stresini evime taşımam. Sessizliği severim. Çalışanlarımla abi kardeş gibiyimdir. Patronluk asla taslamam . Kurumsallaşmışız. Herkes burada görevini biliyor. İş disiplinine azami dikkat ederim.
İş hayatınız da hedefleriniz nedir?
Daha güzel yerlere gelmek. İnşallah yeni projelerimiz var. Onları hayata geçirmeye çalışacağız. Bunun için çalışacağız.
Burada insanlar geçicidir. Ben olurum olmam. Burada yaşayan insanlarımız kendi ürünlerine yönelsinler. Neden çünkü memleketimizde yaşayan insanımızın aşa ihtiyacı var. Bizde kazanacağız. Hedefimiz firmalarımızı desteklemek. Memleketimizin insanına aş vermek. Bu bir zincirleme gidiyor. Geliyorsun bizde mobilya alıyorsun. Bizde bursa İnegöl’de çalışan asgari ücretle çalışan insana imkan tanıyor. Bir nevi siz sağlamış oluyorsunuz.
Her iki mağazamızda çeşitli ürünlerimiz var. Vatandaşlarımızı mobilya mağazalarımıza bekliyoruz.
Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.
Ben uzun yıllar seni tanıyan birisiyim. Başarılı gazetecisin. Bu röportaj serisi ile insanlarımızı toplama tanıtıyorsun. Başarıların devamını diliyorum. Bana da yer verdiğin için ayrıca teşekkür ediyorum.
.JPG)
.jpg)
