Abdullah Turgut

Tarih: 04.01.2024 23:43

Yaşam...

Facebook Twitter Linked-in

Başımızı kaldırıp da gökyüzüne, çocukken saydığımız yıldızları hatırlamaya çalıştık mı? Tam bu esnada beraber saydığımızın dizinde olmayı ne kadar çok istediğimizin farkına vardık mı? Peki ya bu isteğin yerine gelememesi hatta belki de bunun, günün birinde ancak yıldızlarla bütünleştiğimizde mümkün olabileceği bir âna tutuldunuz mu? "Suratında bir memur gülüşü, dudaklarında ise bir gammaz öpüşü" olan bir pislik misali her gün ama her gün o yıldızları unuttuğumuzun bilinçsizliğiyle nefes alan kokuşmuş bir leş misali ruhun haykırışlarını, sessiz çığlıklarını duymamazlıktan geldik mi? Veya duyamamazlıktan? En dehşet çığlıkların, en canhıraş acıların yüreğimizi patlatırken duyduğumuz o sesin yankısı olduğunun bilincine vardık mı? Ölümün kutsal kıldığı bu yaşamda kutsallığın, çocukken yırtılan pantolonumuza aldırış etmeden ağaçlarına tırmanıp da yediğimiz akasya ve dutların tadını unutmamak olduğunun farkına vardık mı? Peki ya başınız ağrıdı mı? Gözleriniz hiç susmadan konuşmanızı engelledi mi veya asıl konuşması gerekenin kendisi olduğunu söyledi mi? Sol kolunuz artık tutamaz hâle geldi mi? Kişilik özelliklerimizin oluştuğu o aidiyeti özleyebiliriz... Yüreğimizi boğan sebepler, aynı anda aklımızdan geçenlerle örtüşmüyor ve bu karmaşa tüm kişilik özelliklerimizi yok ediyor olabilir. "Ölmek demek nefes almamak mı, yoksa insanı var kılan duyguların yitirilmesi mi" sorusu aklımızda belirebilir daha sonra... Ve daha sonra bir ilmiğin tek çare olduğunu da düşünebiliriz. Ve işte o an; ölümü kutsal kılanın ‘yaşam’ olduğu gelsin akıllara. Tıpkı yaşamı kutsal kılanın ölüm olduğu gibi... Yaşatmak için ancak ölünebileceği gelsin o monotonlaşan akıllarımıza... Bir kağıt ve bir kalem, ne yazdığınızı görmeden... Karanlıklar içinde sadece yazıp daha sonra güneşin şafağında yeni bir hayat, yeni bir insan. Dik durabilmek için bedeni, ruhuyla savaşan o insan! Artık ruhuyla barışmış bir insan... “yaşam” demişti kutsallığın tadına eremeden kutsanmış biri.

Yaşamın, sevgi gibi saf ve dürüst süregideceği bir dünyayı tüm âcizane duygularımla umut ediyor ve saygılarımla selamlıyorum...


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —