Didem GÜLCE


SİZİN GÖNÜL İKLİMİNİZE NE DÜŞTÜ?

Cemre nedir, neden düşer diye merak ettiniz mi hiç? Halkımızın arasında yaygın olarak baharın müjdecisi olarak bilinen sıcaklığın artması olayına cemre denir.


Cemre nedir, neden düşer diye merak ettiniz mi hiç? Halkımızın arasında yaygın olarak baharın müjdecisi olarak bilinen sıcaklığın artması olayına cemre denir. Cemre'nin birer hafta arayla havaya, suya ve toprağa düştüğüne inanılır. Bilim dünyasının bakış açısına göre; ilk cemre havaya düşer ancak güneş ışınları doğrudan havayı ısıtamaz. Önce toprak ısınır, toprak kendine yakın yüzeydeki havayı ısıtır, bu ısınan hava yükselerek genişler, soğuk hava aşağı iner, havanın bu hareket ve değişimlerinden doğan ısı atmosferi ısıtır. Ay ve güneşin tekrarlayan hareketleri, yıldızlar, dünyanın eğimi, meteoroloji olayları; bu gün hiç düşünmeden masa takviminden üzerini çiziverdiğimiz sıradan günler bizim için. Oysa eski atalarımız tarım yapmaya başlayınca; ne zaman soğuk, ne zaman sıcak, tohum ne zaman ekilip ne zaman toplanacak bilmek istemiş. Cemre düşmeleriyle birlikte, hayvancılıkla uğraşanlar için soğuk nedeniyle dışarıya çıkartamadıkları hayvanların otlaklara kavuşma zamanının yaklaştığını, tarımla uğraşanlar için de toprağın işlenme dönemine gelindiği ifade ediliyor. Her kültürde olduğu gibi, Anadolu’da da günlük halk takvimi tamamen gözleme dayalı, iklimle, yaşamla, tarımla ilgili. Yaylaya çıkma günü, oğlakların doğumu ya da tohumu toprağa atma günü. Bunların kaydedilmesi ile ortaya çıkan günler; kocakarı soğukları, pastırma yazları, kırlangıç fırtınaları, filizkıranlar, turna geçişleri. Artık hepsi pencerelerimizin, şehirlerimizin dışında kaldı ve bizim için pek de bir şey ifade etmiyor.

Diğer taraftan da; Altay Türklerinin mitolojisinde hava değişimine ‘İmre’ adı verilen cinin neden olduğuna inanılırmış. Bu cin ilkbaharda görünüp önce göğe yükselir sonra yere iner, buzların üzerine düşerek onları eritirmiş. Bundan sonra ısınmış topraktan buhar yükselirmiş. İslamiyet'ten sonra imrenin cemre olduğu söyleniyor. Belki “Cin İmre” söylene söylene zamanla cemreye dönüşmüştür kim bilir. "Ateş", "kor", "köz" gibi anlamları olan ve soğuk kış günlerinin ardından havayı, suyu ve toprağı ısıttığına inanılıyor. Tarihler de şu şekilde: 19 şubat’ta havaya, 27 şubat’ta suya, 6 mart’ta toprağa... Ardından da Hıdırellez de gelecek. Gül ağaçlarının altları, olmadı saksı dipleri dileklerle dolacak dileklerle. Biz güllerin altına umutları koyarken, belki güller de bize gülecek ve ben bunlarla ne yapacağım hiç bilmiyorum diyecek çiçek düşüncesinde. Onu biz de biliyoruz aslında ama işte umut ediyoruz, umut edince güzelleşiyoruz' diyeceğiz içimizden.

Duygularımız da bir bakıma mevsimlere benziyor aslında. İçimizde de yazlarımız, kışlarımız, ilk ve son baharlarımız oluyor. Mutluyken yüreğimize güneş açıyor, sıcacık bir yaz oluyoruz. Hüzünlenince sonbahar yapraklarımızı döküyoruz bir bir… Ardından yine içimizde umut çiçekleri açıyor ve bahar oluyoruz. Üzülünce yağmur olup ağlıyoruz damla damla. Öfkelendiğimizde şimşekler çakıyor, gülünce gökkuşağının renklerine bürünüyoruz. Yağmur, çamur, kar, boran demeden heybemize umut dolduralım biz yine her şeye rağmen. Keşke cemreler yü reklerine de düşse. Birincisi sevgi, ikincisi vicdan, üçüncüsü de hoşgörü getirse… Pembe beyaz bahar dallarının, rengarenk güllerin aydınlatamayacağı gönül var mıdır?

Ahmed Arif; Aralık ayını hiç sevmez, netametli bulur. Edip Cansever şiirinin adını; Ay Kırmızı, Aylar Kırmızı koymuştur. Nazım Hikmet Ran; “Kar yağıyor ve ben hatırlıyorum.” Der şiirinin bir dizesinde… Yılmaz Erdoğan’da ekler; “Unutma; baharda çiçek olan, meyvedir yaza. Bu erik tanesi, bu şakacı bahar çiçeği, her dem taze kalsa.” Ataol Behramoğlu; “Kaç cemre düştü yüreğine şimdiye kadar, kaç unutulmuş nisan var vişne sürgülü kollarında? Diye sorar... Orhan Veli’nin şiiri gibi hep “...güzel havalar..” olsa, o güzel havalarda aşık olsak, istemediğimiz işimizden istifa etsek, her şeye boş verip canımız şiir yazmak istese. Bizi mahveden sadece bu güzel havalar olsa…

Geçsin günler, haftalar, aylar, mevsimler, yıllar… Zaman sanki bir rüzgâr ve bir su gibi aksın. Sen gözlerimde bir renk, kulaklarımda bir ses ve içimde bir nefes olarak kalacaksın… Enis Behiç Koryürek – Hatıra adlı şiirinde anlatır kaç mevsim geçerse geçsin, sevgisinin yüreğinde kalacağını… O zaman yüreklerinize kocaman sevgi düşmesi dileklerimle…

Hakkı Cemal Doğu
25.02.2024 22:28:40
Soğuk kış gecelerinde yorganımın altına sakladığım cemreler olmasa, nasıl gelirdi ki yaz?.. Tebrikler DİDEM, çok güzel bir yazı daha…

Adıyaman

09.05.2024

  • İMSAK 03:40
  • GÜNEŞ 05:15
  • ÖĞLE 12:28
  • İKİNDİ 16:17
  • AKŞAM 19:31
  • YATSI 21:00

Ünlü Sanatçı Uriel Salnaitis Trafik Kazası Geçirdi - Hayranları Dualarla Bekliyor

Kinder legen wiederholt Steine auf die Gleise - Bundespolizei ermittelt

"Aile Hekimliği Günü’nde Hastalara Aile Hekimliği Programına Katılma Çağrısı"

"Hamburg, Kadın Uzman Yetenekler İçin MINT Projesini Başlatıyor"

"Hamburg'da Kenevir Kullanımı İçin Yüksek Para Cezaları"

"Hakan Berk: Türkiye'nin Sanatçısı ve Siyasi Arenada Ses Getiren Şarkısıyla Gönülleri Fethediyor!"