Gülten ABACI


ÖNEMLİ OLAN YARGILAMAK DEĞİL, ANLAMAKTIR

Mutlaka hepimizin hayatında, neler yaşadığımızı bilmeden yalnızca dışarıdan gördükleri kadarıyla hayatımızı yargılamaya çalışan insanlar olmuştur ve olacaktır.


Mutlaka hepimizin hayatında, neler yaşadığımızı bilmeden yalnızca dışarıdan gördükleri kadarıyla hayatımızı yargılamaya çalışan insanlar olmuştur ve olacaktır. Canımızı sıkacak ve acıtacak, sinirimizi tavana zıplatacak, bizi hayal kırıklığına uğratacak insanlar ve olaylar, biz hayatta olduğumuz sürece eksik olmayacaktır. Öncelikle bu durumu kabullenmemiz gerekiyor.

Arkamızdan konuşanlar, bizi yapmadığımız şeylerle suçlayanlar, çekemeyenler olabilir. Bu kişiler, bir zamanlar samimiyetine inandığımız arkadaşımız veya dostumuz hatta sevgimizi nefrete dönüştüren insanlar olabilir. 

Bu kişiler, başkalarının güzelliğini, başarısını takdir etmekte zorlanan, öz saygınlığını yitirmiş, şüpheci, eleştiri ve yargılamaya karşı içsel olarak güvensiz ve güçsüz insanlardır. Bu tür kişiler, ne söylersek söyleyelim, ne anlatırsak anlatalım, anlamış gibi yapıp yine de kendi bildiğinden vazgeçmez. Bu tür kişiler, hayatımızda olduğu sürece hayat enerjimizi sömürüp günümüzü zehir etmekten başka bir şey yapamaz.

Bizi yargıları, negatif düşünceleri ile yolumuzdan çevirmeye çalışanlara, yanlış bir karar aldığımızda bedelini bizim ödeyeceğimiz hayatımıza karışanlara en güzel cevap “Bu hayat benim.” demektir.

Kim ne derse desin insan olarak hayatımızda en zor sınavı tek başına veriyoruz, içinden çıkamaz, denilen her sıkıntıdan yine bir şekilde tek başımıza çıkıyoruz. İnsanların hakkımızdaki görüşleri ve düşünceleri gerçeğimiz olmak zorunda değil. 

DİNLEMEYEN İNSANIN YARGILAMAYA HAKKI YOK 

Oysaki yargılamak kolay, anlamak çok zordur. Hayatta, bir insanı yargılamadan önce o insanı tanımak, bilmek gerekiyor. “Nasıl bir hayat yaşadı?”, “Başına neler geldi?” diye sormalıyız. “İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır.” atasözünü anımsayarak kimseye karşı ön yargılı olmamalıyız, insanları anlamaya çalışmalıyız ve onları yargılamadan önce bakış açımızı değiştirmeliyiz.

Bakış açısı her şeydir. Başımıza gelenleri musibet olarak değil de ödül olarak görmeye başlarsak hayat bizi çok daha güzel biçimde ödüllendirecektir. Yargılamadan önce anlamayı seçen insan, kendini bilen, haddini bilen, koskoca bir evrende küçücük bir zerre olduğunu bilen, kibir ve büyüklük taslamayan insandır. 

İnsanların bizimle ilgili yargılarını ve eleştirilerini ciddiye almamalıyız çünkü herkes kendi ederi kadar bakıp eleştiriyor ve yeriyor. Onların gözünde daha değerli, daha iyi, daha parlak olamayız. Bu tür insanlar bizi eleştiriyorsa, yargılıyorsa ve yaralıyorsa bilmeliyiz ki onlar korku, öfke ve güvensizlik içerisindedir. 

Korku içinde olan insanların bize değer vermesini bekleyemeyiz. Burada yapabileceğimiz en güzel hareket, yargılar ve eleştiriler karşısında sessiz ve sakin kalıp, karşı tarafın bizde uyandırdığı gelip geçici duygulara kapılarak kararlar vermemek, onları anlamaya çalışmaktır. Bu duyguları yaşayan insanlar, yetiştirildiği ailesi tarafından sevgi ve güven eksikliği hissetmektedir. 

Unutmayalım ki yargılamak için bilmek, bilmek içinse dinlemek gerekir. Dinlemeyen insanın da yargılamaya hakkı yoktur.

Adıyaman

27.04.2024

  • İMSAK 03:59
  • GÜNEŞ 05:29
  • ÖĞLE 12:30
  • İKİNDİ 16:15
  • AKŞAM 19:20
  • YATSI 20:44

St. Pauli Hamburg Derbisi Öncesi Rostock Engelini de Aştı: 1-0

Mehmet Yıldız'ın Danışmanlık Kahvaltısı Büyük İlgi Gördü!

Berlin'de Global Goals için Bir Adım: "17 Klavye, 17 Yer, 17 Hedef" Projesi Devam Ediyor

Yenilenen Meiendorf Bürgerhaus hizmete açıldı.

Polizeieinsatz anlässlich des Fußballspiels FC St. Pauli - F.C. Hansa Rostock

Çağdaş Suseven'in Yeni Klibinde Zeki Müren İzleri!