Olcay KÖKSAL


KADIN OLMAK GÜZELDİR

KADIN OLMAK GÜZELDİR


Kadın olmak güzeldir ama nasıl güzeldir?
Kadın, kıymetinin, değerinin, emeğinin bilindiği yerde güzeldir.
Bu, her konuda böyledir aslında.
Her şey zamanında olursa kıymetlidir. Yapılması gerekenler zamanında yapılmalı, söylenmesi gerekenler zamanında söylenmeli, bilinmesi gereken kadir ve kıymet de zamanında bilinmeli. Ne güzel söylemiş Şems: Kadın, bilene "nefes", bilmeyene "nefs”tir.
Evet, bu haftaki yazımı kadınlara yönelik yazmak ve bu konuyu farklı yönleriyle farklı açılardan ele alarak değerlendirmek istedim.
Çağımızın başlıca sorunlarından ve zorluklarından bir kısmı da kadınların toplumda maalesef hak ettiği değeri görememesi, son yıllarda kadınlara yönelik yapılan katliamlar, saldırılar, cinayetler ve daha fazlası. Üzgünüm ki bu durum, her geçen gün artmakta ve kadın katliamları çoğalmakta.
Pek sık rastladığımız tablolardan biri de ayrılık sonrası eski eşleri tarafından acımasızca katledilen kadınlar. Bu, çok acı hem üzücü hem de utanç verici bir tablo.
Kadın olmak gerçekten kolay değil.
İstisnalar kaideyi bozmaz elbette ama toplumun genelini değerlendirecek olursak yaşananlar durumun mahiyetini ortaya koyuyor. Bu hazin sonucun temelinde eğitim, ahlak ve inanç probleminin olduğunu düşünüyorum. Temelinde eğitim problemi olan bir yerde de sorunu çözmek için ne yapılırsa yapılsın ne önlem alınırsa alınsın yapılan çalışmalar olumlu netice veremiyor ne yazık ki. İstediğiniz kadar yasa, kanun, kural koyun, eğitilmeyen toplumlar helak olmaya mahkûmdur.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) "Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimse değer verir. Onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür." demiştir.
Kadın, merhametin, sevginin, hoşgörünün, özverinin timsalidir. Kadın, annelik gibi kutsal bir görevi üstlenen ve bununla beraber yaşamın her zorluğunu omuzlarında taşıyan fevkalade bir varlıktır. Toplumun en önemli yapı taşı aile, ailenin de en önemli unsuru anne yani kadındır. Konuya bu boyutuyla baktığımızda kadınlarımızın psikolojisi, eğitimi, dünyaya bakış açısı daha çok önem kazanmaktadır. Çocuklarımızın kişiliklerinin oluşmasında, eğitiminde, gelişmeye açık, değer üretebilen bireyler olmasında ailenin özellikle annenin önemi çok fazladır. Bu sebeple kadınlarımızın gelişiminin önündeki engeller kaldırılmalı, ailesine, yaşadığı çevreye ve ülkemize faydalı bir birey olmasının önü açılmalıdır.
Kadın, temel görevleri haricinde sosyal alanda, iş yaşamında, siyaset hayatında toplumda erkekler tarafından hak ettiği yeri alamamıştır. Kadın ve erkek fırsat eşitliği kavramının toplum tarafından kabul görmeye başlamasından sonra kadınlar, sosyal hayatta, iş yaşamında ve siyasette her geçen gün daha çok yer almaya çalışmıştır. Amacımız, bu süreci hızlandırmak ve kadınlarımızın hak ettiği seviyede temsilini ve katılımını sağlamaktır.  
Mustafa Kemal Atatürk şu sözleri sarf etmiştir: “Milletimiz güçlü bir millet olmaya azmetmiştir. Bunun gereklerinden biri de kadınlarımızın her konuda yükselmelerini sağlamaktır.” “Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok; ışıkla bilgi ve kültürle gerçek faziletle süslenip donanmaktır.”
DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne yönelik de bir şeyler ifade etmek istiyorum.
Aslına bakılırsa benim özel günlere yönelik bakış açım biraz farklı. İnsanların özel günleri elbette olabilir, olmalıdır da. Örneğin doğum günü, evlilik yıl dönümü, tanışma yıl dönümü vs. Bu günler, yaşantımıza renk katan ve hatırlandığında insanı mutlu eden özel anlardır. Buna bir sözüm yok. Bir de kapitalist sistemin dayattığı özel günler vardır. Bence bunlardaki asıl gaye kâr, daha çok kârdır. “Bu tek hedef doğrultusunda kapitalist pazar ekonomisi, insanlığın tüm değerlerini teker teker ticari bir mala dönüştürüyor, içeriğini boşaltıyor, anlamsızlaştırıyor.” diye düşünüyorum.
Bu özel günlerden bazıları Sevgililer Günü, Anneler Günü, Babalar Günü, Dünya Çocuk Günü, Dünya Alışveriş Günü’dür. Küresel pazarın tasarımlarından birisi de Dünya Kadınlar Günü’dür.  
John Stuart Mill “Bir uygarlığın seviyesini ölçmek isterseniz derhal kadının hayat şartlarına bakın.” der.  
Emekçi kadınların, daha 1920’lerden başlayarak Clara Zetkin’in önderliğinde cinsiyet ayırımcılığına, toplumsal şiddete, sosyal dışlanmaya ve kadınların bir yandan kapitalist iş gücü piyasalarında bir yandan da toplumsal ilişkiler ağı içerisinde ailelerinde ve sosyal yaşamlarında uğradıkları sömürüye karşı başlattıkları direniş, amacından soyutlanıp, anlamsızlaştırılarak kadınlar için bir anma ve hediye verme günü hâline dönüştürülüyor.
Aslında tek hedefleri piyasadan pay kapma ve kârlarını çoğaltmak olan küresel tekellerin, “8 Mart” tarihini ne kadar da eşitlikçi olduğuna dair bir sosyal reklam kampanyasına dönüştürmesine de şaşırmamak gerekir, kanaatindeyim. Kâr amaçlı oluşturulan ekonomik piyasayı canlı tutmak adına kadınların sömürülerek ve bir obje olarak kullanılarak yapılan özel günleri samimi ve gerçekçi bulmuyorum. Bu, benim düşüncem. Herkes benimle hemfikir olmak zorunda değil elbette ama hepimiz fikirlere saygılı olmak zorundayız. Hep savunduğum; kadınlar, anneler, babalar, çocuklar, sevgililer, öğretmenler vs. sembolik bir gün ile değil, her zaman, her gün aynı özeni, aynı değeri görmeli. Bu özen, belirli bir gün adı altında değerlendirilmemeli. Yine de usulen, nezaketen karşı çıkmayı da doğru bulmuyorum ve abartıya kaçmamak koşulu ile her zaman büyük hediyelerle değil ama belki bir tek gül ile bir gönül almak, bir yüzde tebessüme vesile olmanın kimseye bir zararının olmayacağını düşünüyorum. Buradaki tepkim, kapitalist sistemin kuklası olmamak, aşırıya kaçmamak ve bir gün değil, her gün değer gösterilmeli düşüncemden kaynaklanıyor.    
KADIN VE ERKEK BİR BÜTÜNÜN PARÇASIDIR
Gelelim yıllardır süregelen ve hiç bitmeyen kadın erkek eşitliği konusuna…
Kadın ile erkek eşit değildir.
Kadın, kadındır; erkek, erkektir.
Kadınların yapamayacağı işleri erkekler, erkeklerin yapamayacağı işleri kadınlar yapar. Mutlak bir eşitlik olsaydı ya sadece kadınlar var olurdu veya sadece erkekler. Sağ ayakkabınız, sağ ayağınız için üretilir, sol ayakkabınız, sol ayağınız için.
Kadın, kadın kaldığı sürece kıymetli ve değerlidir, erkek, erkek olduğu sürece.
Kadın ve erkek bir bütünün parçasıdır, birbirlerini tamamlamak için yaratılmıştır.
Denklik farklı, eşitlik farklı şey.
Kadın kadınlığını bilmeli, “Güçlü kadın olacağım, ayaklarım üzerinde duracağım.” derken dişiliğini, zarafetini kaybetmemeli ve fıtratına uygun hareket etmeli; erkek de erkek gibi olmalı, kadınını korumalı, kollamalı, ezmemeli, değer vermeli ve incitmemelidir. Sevgi, saygı ve hoşgörü karşılıklı olmalı, tek taraflı düşünülmemelidir.
Bu şekilde toplum sağlam bir toplum olarak ileriye gidebilir.
Yeri geldiğinde anne, yeri geldiğinde içten bir arkadaş, bazen de değerli bir eş olan, bütün emekçi kadınların, emektar, çilekeş, evladını şehit vermiş, vefakâr, cefakâr ve hizmetkâr nice elleri öpülesi analarımızın bir gün değil, her gün Kadınlar Günü kutlu olsun, Allah onları başımızdan eksik etmesin, inşallah.
Saygılarımla

Adıyaman

30.04.2024

  • İMSAK 03:54
  • GÜNEŞ 05:25
  • ÖĞLE 12:29
  • İKİNDİ 16:15
  • AKŞAM 19:23
  • YATSI 20:48

Hamburg'da Türk Toplumu 23 Nisan Şenlikleriyle Coştu!

Türk Figüranlar Aranıyor: Ünlü Yönetmen İlker Çotak'ın Yeni Filmi İçin Başvurular Başladı

Hamburg-Jenfeld'de Silahlı Saldırı: İki Kişi Yaralandı

Münih Türk Kültür Merkezi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını Tramvay’da Kutladı

9 Haziran 2024'te Avrupa Parlamentosu ve İlçe Meclisleri Seçimleri için Online Oy Kullanma Başlıyor

Çekin Yener'den Arabesk Damarına Dokunan "Devlerin Aşkı" Yeniden Canlanıyor!