Olcay KÖKSAL

Tarih: 08.08.2022 19:13

İMTİHAN DÜNYASI

Facebook Twitter Linked-in


Sevgili Okurlarım,
İmtihan dünyası diye başlamak istedim bu sefer de.
Kimin neyle sınanacağını bilmiyoruz.
Kimi kalbiyle kimi diniyle kimi evladıyla kimi sağlığıyla sınanır.
Kınamak, akıl vermek kolay ama henüz hikâyemiz bitmedi.
Dünya bizi en güvendiğimiz tarafımızla yere çalabilir.
Yerle yeksan edebilir.
 
Güzelliğine güvenme, bir sivilce yeter.
Malına güvenme, bir kıvılcım yeter.
Bir, Rabb’ine güven. İşte o, her şeye yeter.
Zamanın en büyük sıkıntılarından biri de kalp yorgunluğu. Sabahtan akşama taş kırmıyoruz lakin yorgunuz. Sanıyorum, samimi ve sıcak değil artık birçok duygu.
İlişkiler, düşünceler hatta sevgiler bile sahte. Kalp sanki bir mayın tarlasında gibi yürüyor ve yoruluyor.
İnsanoğlu kalp kırma konusunda ustadır mesela lakin kalpleri kazanma konusunda tembel çırak.
Oysa kalplerden kalplere giden öyle güzel bir yol vardır ki o yol, sevgiden ve sadakatten geçer.
İnsan olmak, saf aynada kendini seyretmektir.
Kendinden rahatsız olmadan.
Vicdanen o aynaya bakabilmektir asıl hüner.
Ziya Paşa ne güzel söylemiş: “Her âdem görüneni sen âdem mi sandın?”
Görünüşe, surete aldanmamak şart.
Her yüze güleni, herkesi kendin gibi bilmemek şart.
Maddeden çok manaya önem vermek şart üstüne şart. Peki, ne kadar başarılıyız bu konuda?
 
ADALET VARSA AÇLIK OLMAZ
Kurulmuş düzenler neden yıkılır?
Sevgisizlikten, bencillikten.
Taht ve taç kavgaları neden olur?
İdare edememekten, zafiyetten, zaaflardan.
Bir imparatorluk neden çöker?
Fitneden, dünya düşkünlüğünden.
Bir aç neden doyurulmaz?
Yetinememekten, bölüşmek istememekten.
“Şimdi kalkıp kim bana adalet ve düzen var?” diyorsa acıyarak gülerim çünkü adaletin olduğu toplumlarda açlık olmaz.
Sevgisizlik olmaz.
Bencillik olmaz.
Sağduyu ve merhamet olur.
Herkes kendini bir mihenge vursun.
O vakit kim ayarlı, kim ayarsız?
Belli olur.
Mesele şu:
Kabiliyetsiz olmak bir kusur değildir ama karaktersiz olmak çok büyük kusurdur.
Herkesin rezil olduğu ama kimsenin utanmadığı bir dünya kurdular.
Düzeni bozuk bu çağda, bir gönlün bir gönle yeteceğine hâlâ inanıyorum.
Herkes ettiğini bulacak madem iyilik edin o zaman.
İyiliğin karşılığı ancak iyilik değil midir?
Kadrini bilmediğiniz kıymetli insanları kaybettiğinizde kabirlerine girebilmek için her gün bin defa daha öleceksiniz.
Muhtacı muhtaca muhtaç etme yâ Rabbi.
 
Gönenli Mehmet Efendi ne demiş? “Kul hakkı çok geniştir. Hiç tanımadığın bir kimseye dudak büksen hesabı sorulacak.”
Böylesine ince bir hesap var iken biz neyimize bu kadar azıyoruz, kuduruyoruz? Akıl alır gibi değil.
İnsanlık ziyanda ama her şey çok normal gibi yaşam devam ediyor. Ahirette iflas sebebi olacak ayaküstü işlediğimiz günah, gıybet.
Verdiklerinin şükrünü yapmış gibi vermediklerinle meşgul olduk. Affet Allah’ım.
Kur'an beğeniye göre tebliğ edilirse tefeci rahatsız olmasın diye faiz, zalimin keyfi kaçmasın diye adalet, hırsızın morali bozulmasın diye had, flört yapanlar üzülmesin diye mahremiyet ayetlerini okuyamazsınız. Kur'an reçetedir. Reçete beğeniye göre değil, hastalığa göre yazılır.
KALP KIRMAMAK
Kalp kırmayı maharet görerek gönül almanın letafetine eremeyenlerin, zarafeti zayıflık olarak sanmaları oldukça normaldir.
Hz. Mevlâna’nın şu sözlerine bakalım: 
“Ayıplarım seni ey gönül!
Hâl bilmeze hâl sorarsın.
Bülbül dururken
Kargadan gül sorarsın.”
Üç şeye güven:
1. Geçmiş için Allah'ın rahmetine
2. Şu an için Allah'ın yardımına
3. Gelecek için Allah'ın vaadine
BİR TAVSİYE
Dostlarıma bir tavsiye:
Kimselerin ettiği tövbeye vâkıf değiliz. Karşımızdakinin Mevla katında affolunmuş bir günahını konuşuyoruz belki de. Zaten bizi yakarsa şu dilimiz yakar. Suizanımız yakar. Mevla affetsin bizi.
Her an, her şeyle sınanabiliriz.
Aklı olan başkasının imtihanı hakkında yorum yapmaktan kaçınır.
Eğer bir gün karada gemi yapmak zorunda kalırsan “Hani bunun denizi?” diyenlere kulak asma.
Sen tahtalara çivi çakmaya devam et, yeri ve zamanı gelince Allah denizi senin ayağına getirecektir.
Güzel bir söz daha: "Yürümeye ikna edip yol ortasında bıraktığınız herkesin gölgesi, başka yollarda önünüze düşecek. Dünya biraz da bu yüzden yuvarlaktır."
Bu hayatta sonradan üzülmek istemiyorsanız kimsenin kalbine acı, gönlüne yük, yüreğine yara, aklına kara, gözüne yaş, ayağına taş, diline ah, yazına kış, yarasına tuz ve ruhuna buz olmayın.
Duymayana sözünü, görmeyene gözünü ve sevmeyene özünü süslediğin için yorulmuş olabilirsin. Bu hayatta üzülmek istemiyorsan bazen noktanın gerekli olduğu yerde virgül koymaktan vazgeçmelisin.
Hz. Ali (R.a) ne söylemiş? “Dünya hüzün yeridir, gariplerin sıkıntısı bitmez.”
Dünyanın derdi insanın eksiği bitmez. İyilerden olmaya bakmak en güzel nazardır.
Dünya imtihan yurdu, 
Hicret biter, Bedir gelir,
Uhud geçer, Hendek başlar
Çünkü davası olanın derdi bitmez.
Geceleri uykusuz bırakacak, sabahları yatağından fırlatacak bir davan, bir hedefin, bir amacın yoksa uyumaya devam et.  
Kalın sevgiyle.
Bir sonraki yazımda görüşmek ümidiyle.
 

 
Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —