Serkan EREN


ACABA NE YAPILMALI?

Size bu yazımda iş dünyasında karşılaşabileceğiniz kurgusal bir hikâye oluşturmak istedim. Bu hikâye karşısında nasıl bir davranışta bulunabileceğinizi, ne düşüneceğinizi, nasıl bir deneyim yasayacağınızı yorumlar bölümünde paylaşmanızı rica edeceğim. Şu aklınıza gelebilir: “Yazar bunu yaşıyor ve buraya bunu aktarıyor.”


Merhaba, Değerli Okuyucular! 

Size bu yazımda iş dünyasında karşılaşabileceğiniz kurgusal bir hikâye oluşturmak istedim. Bu hikâye karşısında nasıl bir davranışta bulunabileceğinizi, ne düşüneceğinizi, nasıl bir deneyim yasayacağınızı yorumlar bölümünde paylaşmanızı rica edeceğim. Şu aklınıza gelebilir: “Yazar bunu yaşıyor ve buraya bunu aktarıyor.” 

Böyle bir durum olmadığını baştan söylemek isterim.

Şöyle bir kurgu yapalım: Bir organizasyona ait yönetim kurulunda olan iki iyi dost düşünelim. 

Yazımızın daha iyi anlaşılması için bu kişilere isimler verelim: Ece Hanım ve Fatma Hanım. Bu kişiler, işlerinde başarılı, ayrı çalışma kollarında faaliyet gösteren organizasyonların başındaki iş insanları olsun.

Bir gün, bu kişiler, organizasyonun aldığı karar üzerinde kendi arasında hem destekleyici hem de yapıcı olacak şekilde alınan kararların yanlışlığını kendi fikirlerine göre konuşuyor. Fatma Hanım şunları söylüyor Ece Hanım’a: “Alınacak olan X kararı faaliyet gösterdiğim alana olumsuz etki ediyor ve işlerimi çok ciddi bir şekilde etkileyebiliyor. Bu konudaki görüşlerimi yönetim kurulu toplantısında ifade edeceğim.” 

Aradan günler geçtikten sonra yönetim kurulu başkanı göndereceği e-posta öncesinde birkaç yönetim kurulu üyesi ile birebir görüşüyor. Bu X kararı ile ilgili olarak onlardan görüş ve destek alıyor. Almak istediği kararı görüşmek üzere bir toplantı yapılacağını dokuz kişilik yönetim kurulu üyesine e-posta ile bildiriyor. Onlara toplantıya katılıp katılmayacaklarını, hangi tarihin kendilerine uygun olduğunu soruyor.

Tabii burada kararınızı alırken zorlanmamanız için şu teknik detayı da vermem gerekiyor ki geniş kapsamlı düşünelim. 

Bu organizasyonda, daha önce yapılan bu tip bilgilendirme ve toplantı davetleri ile ilgili e-postalarda, toplantı öncesi görüşler yönetim kurulu üyeleri tarafından paylaşılarak gündem oluşturuluyor. Yönetim kurulu başkanı mutlaka kendi kararının onaylanmasını isteyen bir kişi hatta kendisi her fikri dinleyen bir kişi olduğunu savunsa da içten içe kendini yiyip bitiriyor.

Hatta bir adım daha öteye gidelim. 

Bulunduğu bölüm için alınacak olan bu kararın yanlış olduğunu düşünen YK üyesi Fatma Hanım, bu konuyu yönetim kurulu başkanı ile toplantı öncesinde görüşüyor ve bu durumu diğer yönetim kurulu üyesi olan dostu Ece Hanım’a haber vermiyor. 

Bir de şunu ekleyelim: Haber vermek zorunda değil. Nasıl? Biraz karar verme şartlarınızı ağırlaştırdığımı düşünüyorum. Biraz da karışık gibi görünüyor ama başka şekilde bunu ifade edemezdim.

Yönetim kurulu başkanı, yönetim kurulu üyelerine gönderilen e-postada şu ifadeleri paylaşıyor: “A projesi kapsamında almak istediğimiz X kararını sizinle görüşmek istiyorum. Bu kararın Fatma Hanım’ın iş koluna hitap etmekte olduğunu biliyorum fakat kendisi ile görüştüm. Kendisi ufak işlerle uğraşmak istemediğini bildirdi. Bunun üzerine bu işi nasıl yaptığını anlatacak ve bizde organizasyonumuza ek gelir sağlayacak bu husus için yeni bir ekip oluşturmuş olacağız. Fatma Hanım’ın yapacağı bu sunuma katılmak isteyenler lütfen bana bildirsin!”

Bu e-postayı okuyan Ece Hanım, dokuz kişilik yönetim kurulunda herkesin göreceği şekilde şöyle yanıtlıyor: 

“Sayın Başkan, yapılacak olan toplantı bildirimi ve X kararının detaylarını belirttiğiniz için çok teşekkür ederim. Bu konudaki fikrimi paylaşmak istiyorum: Alınacak olan X kararı ile ilgili şaşkınlığımı belirtmek istiyorum çünkü kurulacak olan bu ekip ile Fatma Hanım’ın iş koluna tamamen girerek onun, bu süreçte işlerini yönetmesini ve alacağı yeni müşterilere ulaşmasını engellemiş oluruz. Kendisine rakip olmuş oluruz hatta şaşkınlığımı bir kademe daha artırarak Fatma Hanım’ın bu konuda sunum yapmaya mecbur olması da beni düşündürmektedir. Dolayısıyla toplantı öncesi bu fikir ve görüşümü sizler ile paylaşarak gündem oluşturmak istiyorum. Bilgi ve değerlendirmelerinize sunarım.”

SERT CEVAP 

Ece Hanım’ın göndermiş olduğu bu e-posta üzerine yönetim kurulu başkanı çok sert bir cevap yazıyor. Sadece organizasyon genel sekreterini ve avukatı ekleyerek Ece Hanım’ın görüşünün yanlış olduğunu, oluşturulacak olan projeye zarar verdiğini, organizasyonun değerlerine karşı gelerek iç karışıklığa sebep olacağını ve diğer yönetim kurulu üyelerinin yanlış düşüneceğini yazarak e-posta ile gönderiyor.

Şimdi görüşleriniz burada devreye giriyor. Sizce Ece Hanım ne yapmalı?

Bir sonraki yazımızda görüşlerinize istinaden yorumlarımı da ekleyerek bu soruyu cevaplayacağım.

İş dünyasının bu kısımlarına bakmayı ve senaryolar üzerinden değerlendirmeler oluşturmayı, biz iş insanlarının fikir alabileceği yazılı bir kaynak hâline gelmesi bakımından önemli görüyorum.

Sağlıklı ve huzurlu bir çalışma hayatınız olması dileklerimle.

 

Adıyaman

28.03.2024

  • İMSAK 04:49
  • GÜNEŞ 06:11
  • ÖĞLE 12:37
  • İKİNDİ 16:08
  • AKŞAM 18:53
  • YATSI 20:09

Almanya’da Türk Başkonsolosluğu'na Saldırı

"Hamburg Anti-Mobbing Programı Okullarda Yaygınlaşıyor: 'Gemeinsam Klasse sein'"

U-Bahnhöfe bleiben weiterhin Kontrollbereich

Bursa’da 3.5 büyüklüğünde deprem oldu

Şirin Payzın Almanya'da düşerek yaralandı

Almanya'da Yangın: 4 Türk hayatını kaybetti