Tarih: 15.08.2023 11:28

“Zona vakaları artış gösteriyor”

Facebook Twitter Linked-in

Özel Gözde Kuşadası Hastanesi Dermataloji Uzmanı Dr. Muammer Söylemezoğlu, günümüz koşullarında, tüm dünya toplumlarında stres seviyesinin yükselmesine bağlı olarak sinir ucu iltihabı olan zona hastalığının artış gösterdiğini söyledi.

Söylemezoğlu “Zona hastalığının altında yüzde 90 oranında sıkıntı ve stres yatar. Bu nedenle zona vakaları artış gösterdi. 50 yaşın üstündeki her insanın zona hastalığına karşı multimineraller alması B, D ve C vitamini alarak bağışlık sistemini ve vücut direncini kuvvetlendirmesi gerekir.” şeklinde konuştu. 

Söylemezoğlu Zona hastalığının belirtileriyle ilgili şu bilgileri verdi: “Zona hastalığı, vücutta kırmızılık, ödem ve içi su dolu kabarcıkla kendini belli eder. Sinire yerleştiği için son derece ağrılı bir hastalıktır. Bu hastalığın tedavisinde öncelikle virüsü yok etmek, daha sonra vücutta oluşan tahribatı tedavi etmek zorundayız. Kimi durumlarda nörolog da bu işin içine girmekte. Tıpkı kabakulak ve suçiçeği gibi zona hastalığı da bir kere geçirilir. Hastanın vücut sağlığına göre tedavi uzman hekim tarafından belirlenmektedir. Tedavide antiviral ilaçlar ve B vitamini desteği uygulanmaktadır. Ayrıca Antienflamatuvar, ödem kesici ve ağrı kesici ilaçlar, antiviral bir krem ve kafa zonaları daha şiddetli etkilere neden olduğu için depo kortizon iğne tedavisi uygulanmaktadır.” 

 “Sinire zarar veriyor” 

Zona hastalığının daha önce suçiçeği hastalığını geçiren insanlarda vücut direnci azaldığı zaman ikincil olarak meydana geldiğine dikkat çeken Söylemezoğlu “Bu hastalık, sinir uçlarına yerleşiyor. Sinire zarar veriyor. Bu hastalık vücudun yalnızca bir yarısını etkiliyor. Yüzde 70-80 oranında vücuda yerleşiyor. Kafaya yerleşmesi daha tehlikelidir. Yüz felci, geçici körlük, kulakta geçici sağırlık, altı ay ila bir sene devam eden baş ağrılarına neden olabilir. Kafa zonalarında tedaviyi daha önemsemek gerekmektedir. Vücut tutulumları ise daha az etki eder. Vücut direncinin azalmasıyla ortaya çıktığı için öncelikle hastanın psikolojik durumunun incelenmesi gerekir. Bir vitamin, mineral veya element eksikliği varsa yerine getirilmesi önemlidir. Hastanın iyi beslenip vücut savunma sistemlerini güçlendirmesi, tedavi süresinde uykusuzluk, yorgunluk yaşamaması ve farklı bir hastalık geçirmemesi gerekir. Vücut direnci kuvvetli, genç bir kişi iki haftada iyileşebilirken direnci düşük, yaşlı bir insanın iyileşme süresi bir yıl boyunca devam edebilir.” ifadelerini kullandı. 

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —