Dermatoloji Uzm. Dr. Aycan Özden Sezgin, başta yüksek klor, metil siloksan olmak üzere havuzlardaki kimyasalların sağlığı olumsuz etkilediğini hatırlattı.
Havuz sularının klor başta olmak üzere sağlığı tehdit eden birçok kimyasalı içinde barındırdığını belirten Sezgin, “Bu kimyasal maddeler, cilt kuruluğu, göz kızarıklığı, kaşıntı, cilt üzerinde yanma hissi, kızarıklığa yol açıyor. Kimyasal maddeler, tahriş, öksürük, boğazda yanma ve baş ağrısı oluşturuyor, temas süresi arttıkça öksürük, nefes darlığı, hırıltılı solunum, göğüs ağrısı gibi daha ciddi sorunlara sebep olabiliyor. Özellikle kapalı yüzme havuzlarında meydana gelen bu rahatsızlıkların yanı sıra uzun süre maruz kalınan klor, kanserojen risk taşıyor.” vurgusu yaptı.
“Denizi tercih edin”
“Duş almadan havuza girildiğinde kişisel bakım ve şampuan gibi ev temizlik ürünlerinde bulunan metil siloksan deriden havuz suyuna karışıyor. Havuzdaki diğer kişilerin deri ve kılcal damarlardan emilerek ardından havuz suyundan ortam havasına ekleniyor ve solunum yoluyla vücuda alınıyor.” diyen Sezgin “Günlük maruz kalma dozu, farklı vücut ağırlıkları nedeniyle bebek ve çocuklarda yetişkinlere göre daha fazla olmaktadır. Metil siloksanların üreme, bağışıklık ve sinir sistemi üzerine olumsuz etkileri gösterilmiştir. Bu risk, kapalı havuz ortamlarında çok daha belirgin yüksek bulunmuştur. Eğer tatildeyseniz havuz yerine denize girmeniz sağlığınız açısından daha az risk taşıyacaktır. Havuz tercih edilecekse kapalı havuz ortamlarından çok açık havuzların tercih edilmesi daha az riskli olacaktır.” ifadelerini kullandı.